Şampiyon takımın, sezonun ilk randevusunda taraftarlarıyla buluşması, kendi sahasında zorluk derecesi düşük bir maçtan bol gollü bir galibiyetle çıkması elbette güzel... Ortam keyifli, canlı, heyecanlı...
Saha içindeki Beşiktaş sürekli gol arıyor, bastırıyor. Topu kazanıyor, ustaca çabuk paslarla akıllı oyunlar kuruyor, rakibe ağır baskı uyguluyor. Bunlar da güzel... Hele aradığı golleri fazla beklemeden (bekletmeden) şık vuruşlarla bulunca herkes rahatlıyor.
Keşke Başkan Orman ve yöneticiler de böyle kolay rahatlasa. Beşiktaş golü bulurken zorlanmıyor ama golcüyü ararken gerçekten işi çok zor! Düşünün şampiyon kadrodan 4 kişi (İsmail, Gökhan, Sosa, Gomez) gitmiş, ligin başlama düdüğü çalmış, fellik fellik oyuncu aranıyor. Stoper, orta saha oyuncusu ve ille de enternasyonal bir golcü.
Yukarıdaki paragraf Süper Lig için değil, Şampiyonlar Ligi için geçerli ve gerekli. Dün kolay kazanan ve rakibini adeta ezen Beşiktaş, tam da Şenol Hoca’nın dediği gibi Şampiyonlar Ligi’nde ezilmek istemiyorsa, acele etmeli!
Şampiyonun lig maçına bakarsak... Savunmada yeni adamlar, yeni kurgular denenirken umut var ama sık sık arıza çıkıyor. Adriano’nun sakatlığı ve yerini Necip’e bırakması, sonunda “röveşata penaltı” kazasına neden oluyor. Şenol Güneş, merkezde sorunu bir ölçüde çözmüş... Atiba’nın partnerliğine Tolgay’ı atamış. Oğuzhan’ı da Sosa’dan boşalan forvet arkası göreve getirmiş. Tolgay ve Atiba uyumlu. Geçen yılın başında kaldıkları yerden devam ediyorlar. Oğuzhan ise, sanki yeteneklerine ve vizyonuna daha uygun bir görev üstlenmiş. İlk golü atarken üç rakibini (Süleyman, Carlos Garcia, Emre Akbaba) inanılmaz bir slalomla çalımlayıp kaleye yöneliyor. Bir çalım da kaleci Haydar’a... Beceriye, çabukluğa, zekaya ve tekniğe bravo!
Beck’in kaybettiği topu presle kazanması çok iyi. Yeniden hücum başlatıyor Alman. Cenk de egoizmden uzak bir akılla Olcay’ı görüypr. Bu asist karşılıksız kalmamalıydı, öyle oldu. Cenk’in penaltısı ve sonrasında çabuk hücumda usta vuruşuyla attığı gol elbette keyifli! Ne var ki bu oyunu, Süper Lig’e ilk kez gelen Alanya gibi tecrübesiz bir ilçe takımına karşı oynadı Beşiktaş... Hiç zorlanmadan, gerilmeden, sıkılmadan...
Şampiyonlar Ligi’nde bu kadar kolay maç var mı? Hoca’nın kayıplara karşı yaptığı düzenle meler tutar mı? Hayır tutmaz!