Öncelikle top bizde olsun. Oyunu kontrol edelim. Riskten uzak, rakip kaleye yakın, ama santrforsuz oynayalım... Eski Barcelona gibi (4-6-0)’la başlayalım... İlk bakışta beraberliğe razı, gol için de bireysel yaratıcılıklara, çabukluklara, fırsatçılıklara ihtiyaç duyan bir anlayış.
Riski minimize eden, ama golü de şansa bırakan bir yaklaşım.
Bu yaklaşımın en azından ilk yarıda amacına ulaştığını söyleyebiliriz. İzlanda savunmasında sağlam dururken, hücumda beklenen etkinliğinden uzaktı. Ne de olsa finallere katılma garantisinin verdiği rahatlık!.. Oğuzhan, Hakan, Volkan ve Arda ile golü de aradı çocuklar. Bu arayışlarda Şener de sağdan bindirmeleriyle zaman zaman etkili oldu. Ne var ki Hollanda’nın Çekler’e yenik düştüğü, Letonya’nın Kazakistan’dan gol yediği dakikalarda, yolumuzu doğrudan Fransa’ya bağlayan gol bir türlü gelmiyordu.
Fatih Terim, ikinci yarıda çoğalan top kayıplarını dikkate alarak son gecenin zor partisinde elini değiştirmeye karar verdi. Önce Gökhan’la (Dk.62) hücumda vites yükseltti. Cenk Tosun (Dk.72) ve Umut Bulut (Dk.75) hamleleri geldi. Bastırmaya ve hücumda diş göstermeye başlayan İzlanda’yı yokuşa süren hamlelerdi bunlar...
Arda’nın gol pozisyonları içinde rakip ceza alanına girmeye başladığı, en azından beraberliğin -istemesek de- güçlü olasılığa dönüştüğü dakikalarda hiç de beklemediğimiz bir şey oldu... Gökhan Töre hatalı pasla topu rakibine kaptırınca çaresiz faul yapmak zorunda kaldı. Son 33 maçta 22 kırmızı kart gösteren Rocchi de kesti faturayı. (Doğrudan kırmızı bence doğru).
Eski bir istatistik (1990) 10 kişi kalan takımların daha dayanışmacı daha doğru bir oyunla galibiyete daha yakın oynadıklarını söyler... Dün bu istatistiğin gerçekleştiğini gördük. Akıllı, disiplinli, dayanışmacı ve mücadeleci oyun anlayışı, bize hak ettiğimiz skoru, çok ihtiyacımız olan şansla birlikte getirdi... Çekler’e mersi diyelim... Kazak kardeşlerimize teşekkür edelim... Selçuk’un ayağına sağlık! Hepiniz sağolun çocuklar. Fatih Hocam, biliyoruz, Fransa’da daha ne sürprizlerin var.
Çok gözyaşı döktük... Barış şehitlerimize hala ağlıyoruz. Ama bugün daha umutluyuz... Güvenliyiz, gururluyuz!.
