Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe'de kongreye 24 saat kala iletişim fırtınaları koptu. Üç basın toplantısında da güneş fırtınaları gibi yakıcı, yıkıcı, sarsıcı ve çok uzaktakiler üzerinde bile etkileyici fırtınalardı bunlar.
Ali Koç, eleştirilerini duru ve sakin bir tonda seslendirdi. Öğleden sonra gevşeyip esnemeye çalışanlar, Aziz Yıldırım'ın buz gibi sözleri, ateş gibi suçlamaları ve imalarıyla adeta şoka uğradılar. Yıldırım, olabildiğince yumuşak, ölçülü ve esprili bir dille konuştu. Ama yine de zehir gibi laflar etti. Asıl hedefi Mehmet Ali Aydınlar'a bir spor savcısı edasıyla sorular sordu... Acımasız, sert ithamlarla dolu sorular. Yıldırım, hiç de centilmence sayılmayacak, örneği sıkı siyaset söylemlerinde görülebilecek tavrıyla alkışlandı. Yıldırım, 3 Temmuz sürecinin hesaplaşma alanlarından biri olarak kongreyi seçmiş ve yargıda, UEFA'da ulaşamadığı hedeflere Ülker Arena'da varabileceğini hesaplamıştı anlaşılan.
Umudu sandıktı!
***
Mehmet Ali Aydınlar'ın basın toplantısı daha profesyonel bir ekip tarafından düzenlenmişti. Aydınlar, gayet sakin, ciddi ve anlaşılır mesajlar verdi. Suçlamalarla dolu Yıldırım sorularını çok anlamlı ve derin yanıtlarla savuşturdu. Beş Yıldızlı Fenerbahçe vizyonuyla nasıl bir gelecek inşa etmeye çalışacağını açıkladı. Yıldırım Ali Koç'u ve Abdullah Kiğılı'yı yanına alamıyordu ama, Aydınlar Hamdi Akın'la ağır topu patlatmıştı. İş dünyasının gösteriden uzak, sağlam, başarılı ve güvenilir temsilcileri Fenerbahçe için göreve hazırdı.
Son iki toplantıda da gazeteciler gölgede kalmıştı. Öncelik destekçi üyelerdeydi. Bunlara basın toplantısı değil, salonda gövde gösterisi demek daha doğru olurdu.