Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Adam sıkıntılarını, kızgınlıklarını, kırgınlıklarını değil, tecrübesini biriktirdi. Cesaretini, olgunluğunu ekledi. Emeklerini koydu sonra... İnancı her zaman vardı. Fazlasıyla yeterliydi. İnancını oyuncularıyla paylaştı.
Aklını sabırla yoğurdu.
...Ve Şenol Güneş, güneşin doğduğu sakin sabahlar ülkesi Kore’deki sürgün (!) dönemini bitirip yuvaya dönüşünde peş peşe gelen ve hiçbiri rastlantı olmayan başarılarına bir yenisini ekleyip zirveye Trabzon bayrağını dikti.
Elbette emeğe saygılıyız. Trabzonsporlu futbolcular kazanmak için ellerinden geleni yaptılar ve kazandılar. Ama yine de dün geceki maçın büyük kahramanı Şenol Güneş’i selamlıyoruz öncelikle...
Güneş, Trabzonspor’un ruhunu ve kimliğini kaybetmiş kadrosuna, hayat verdi. Onlara kimliklerini, özgüvenlerini iade etti. Kimi futbolcusuna kızdı, kimini cezalandırdı. Ama hiçbirini dışlamadı. Futbolcularını bir evlat gibi görüyordu. Kozasındaki ipeği sabırla örüyordu.
Hagi için de aynı şeyleri yazmak isterdik. Ama biliyoruz ki, zamana ihtiyacı var. Motivasyon ve karizma bir yere kadar... Galatasaray’ın kumaşı öylesine yıpranmış, solmuş ve sökülmüş ki, yama tutmuyor artık...
Trabzonspor, Engin, Burak, Umut ve Jaja ile kontrollü oyununa hücum renklerini de katarak oynadı. Merkez oyuncusu olarak Selçuk olağanüstüydü. Sonradan etkili ataklarıyla Serkan da hücuma katılıp Fenerbahçe’deki mevkidaşı Gökhan’a nazire yaptı adeta...
Engin Baytar’ın yetenekleriyle kafası ve davranışları zaman zaman senkron tutturamıyordu. Ama Şenol Hoca’nın sabrı O’nu da kazanmaya yetti. Dünkü maçın kaderini belirleyen adamdı.
Bu maçın Trabzonspor açısından tartışılacak hiçbir yönü yok. Net skorla, net bir maç kazandılar.
Galatasaray, bir ara kornerlerde 6-1 öne geçmesine rağmen asla maça ortak olamadı. Zaman zaman saman alevi misali hücumda görülüp kayboldular. Hagi’nin Pino’yu serbest adam olarak görevlendirdiğini gördük. Evet, o klasik santrfor değildi. Ama el insaf!.. Önceki maçlarının aksine kale ağzından kenarlara kaçıp orayı boş bırakmasını bir türlü anlayamadık. Hagi’nin yeniden hayata döndürmeye çalıştığı Elano da, Misimoviç de beklenen yaratıcı katkıyı sağlayamadılar. Ayhan, Mustafa, Cana da boşa kürek çekenlerdendi.
Hagi maçı sıkıntıyla izlerken, Şenol Güneş bir fazla hamle yapıyor ve oyuna Yattara’yı alıyordu. Hakçası O’nun eli daha zengindi!