Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe kaç kilometre koştu, bu satırları yazarken bilmiyorum. Ama kesin olan şu ki temposu düşük, yavaş bir maç izledik. Aykut Kocaman’ın geçen hafta Sivasspor’a yenilmesine rağmen oyunun önemli bölümünde takımını beğendiğini dün sahaya çıkardığı kadroya bakınca anladık.
Üç yeni (!) transfer, yine sahnedeydi.
Hemen söylemeliyim. Yenilerin tek yenisi Webo, Fenerbahçe’nin hücum karakterine inanılmaz bir derinlik ve etkinlik katıyor. Webo ve Sow, orta alandan biraz daha yaratıcı destek alsalar, skor tabelasına zenginlik, taraftara rahatlık kazandıracaklar. Fenerbahçe’nin iki golcüsü de dün ortalamanın üzerinde gol pozisyonuna girdi, şut çekti. Dahası hücum bölgesinde sık sık yer değiştirerek, rakip savunmanın hem dengesini bozdular, hem de sıkı markajdan kaçtılar. Yine de büyük takımların Anadolu’da yaşam savaşı veren gücü sınırlı ekipler karşısında işi zor. Zaman zaman etten duvarla kaleyi adeta örüyorlar, iki stoper, bekler, kaleci ve orta alandan yardıma gelenlerle sürekli alan daraltıyorlar.
Fenerbahçe, rakip savunmanın ve kaleci Bicik’in savunma ezberini bozmak için orta alandan sürpriz şutlar denedi. Bir fazla adamla golü aramak her zaman iyidir. Nitekim Emre’nin uzaktan attığı ikinci şutta kaleci Bicik topu tutamamakla kalmadı, tam da Webo’nun kafasına havalandırarak çeldi. Bundan güzel asist mi olur! Fenerbahçe golü atarak emeklerinin karşılığını almış oldu.
Sadece golle sınırlamayalım. Gökhan ve Kuyt’un sürekli hücuma dönük mesaisine ortada Emre ve Meireles de ayak uydurdu. Ancak iki golcünün arkasında oynayan Cristian, yeterince üretken değildi. Evet, anlıyoruz ve biliyoruz ki, Cristian bir Alex değil... Ondan Alex olmasını da beklemiyoruz. Kendisi gibi olsa, yeter. Dün kendisi kadar oynayamadı. Fenerbahçe savunmasında da yoğun bir dikkatle oynadı. Oynadığı sürece Nduka, Culio ve emektar golcü Mert Nobre bireysel çabalarla sürekli golü aradılar. Ancak takım arkadaşlarından yeterince destek alamadılar. Bu çabalar Fenerbahçe savunması için hiç de ürkütücü olmadı. Kaleci Volkan için de rahat bir maç oldu. Ne formsuzluğu, ne kolundaki sorun kimsenin aklına gelmedi.
Aykut Kocaman da tıpkı Samet Hoca gibi Fenerbahçe’yi zirve takımı olarak oynattı Mersin’de. Temposuz ve yavaş oyundan üç puan çıkararak moral tazelediler. Galiba en önemli ihtiyaçları da buydu!