Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Galatasaray için şu sıralarda tutulacak en iyi dilek, “Süper Lig’in bir an önce bitmesi”, “UEFA’nın da İnfantino’nun FIFA başkanlığına seçilmesi şerefine, finansal fair play ilkelerini yumuşatarak bari gelecek sezonu karartmayacak bir karar alması” olabilir.

En azından ben, kendimce bunları diliyorum. Türkiye Kupası başka... Kaybettiği büyüklüğünü orada arayabilir Galatasaray. Tahmin ediyorum öyle yapacaklardır.

Süper Lig’den bakacak olursak...

Mustafa Denizli de büyük hayal kırıklığı yaşıyor, futbolcular da. Şu farkla ki Mustafa Hoca’nın bu “sükutu hayal” durumunda dahli yok! Ama futbolcuların var. Öncelikle egolarını yenmediler. Takım içinde bölünmeler, çatışmalar oldu. Yerli - yabancı diye ayrışmalar oldu. Şampiyonluk unvanını koruyacak bir dayanışma ve direnme gösteremediler. Yönetimin de hataları oldu elbet. Finansal fair play’de biraz daha “aferin” almak için Burak Yılmaz’ı Çin’e uğurladılar. Umutlar, günahsız Umut’a bağlandı. O da elinden geleni yapıyor ama, o kadar işte! Büyük takımların kaderi budur... Hedefini kaybedersen, kaybolursun!

Haberin Devamı

Gaziantepspor, Mutlu Topçu ile yıllardır aradığı istikrarı arıyor haftalardır. Mücadele ediyorlar. Dayanıklı ve dirençliler... Düne Gaziantep’in plakası ile (27) puanla başladılar. 30 puana ulaşmak onları rahatlattı. Artık rahatça daha üst sıraları zorlayabilirler. Bir de şunu unutmamak gerek: Galatasaray’da Muslera varsa, Gaziantep’in kalesinde de Karcemarskas var. Dün maç boyunca en az dört gol kurtardı, dikkatinizi çekerim. Ayrıca Emre’nin golünde Abdülkadir’in, Larsson’un golünde Orkan’ın katkısı da çok önemli.

Galatasaray’a dönersek... Bu takımın genlerinde sinmek, savunma oynamak yok. Futbolumuzun hücum kültürünü temsil ediyorlar. Ama dün itibariyle Sneijder’siz Podolski’siz sahaya çıkan takımın o kültürle de uzak - yakın ilgisi yoktu. İşte o nedenle yenildiler. Dahası, savunmacılar da eldeki hücumcular da koşuşturdular ama, oyunu kuramadılar. Arada Bilal’le, Yasin’le yakaladıkları fırsatları da Litvanyalı kaleciye kaptırdılar. En dikkate değer çöküş ise Milli Takım’ın ve Galatasaray’ın en etkili, en yararlı lider oyuncusu diye bildiğimiz Selçuk’un “gaybubeti” idi. Önce Melo’nun gidişi, yanına gelen ortaklardan hiç biri ile uyum sağlayamaması, hele Sneijder’siz, Podolski’siz oyunda adeta sıradanlaşması çok hazin!

Haberin Devamı

Mustafa Hoca’ya dönersek... Başına gelenleri çok olgun bir sükunetle karşılıyor... Kimseden şikayet etmiyor... Anlaşılan, her şeyi anlayışımıza bırakıyor!