Futbolda “destan“ yazılırsa, ancak böyle yazılır. Kahramanlık derseniz bu kadarı yapılır. Sihir deseniz var, mucize deseniz var. Gerilim, öfke, heyecan, coşku... Hepsi var!
Çünkü Kupa’da Türkiye var.
Neyi nasıl oynayacağımızı bilemiyoruz. Ne zaman, kimi vuracağımızı da bilemiyoruz.
Bir yığın taktik değişiklik... İster dağınıklık deyin, ister yenilik...
Daha biz çözemiyoruz bizi... Eloğlu nasıl çözsün ki!
Fatih Terim ilk yarıda akla yatkın bir kadroyu oynatıyor sahada... Ama bu oyun pasif, edilgen, üretmeyen, güven vermeyen bir oyun...
Avrupa Futbol Şampiyonası’na katıldık, İsviçre’yi de yendik ya... Sanki işimiz oraya kadarmış gibi oynuyor çocuklar.
Tribünde köpürüyoruz. Öfkeden, stresten tükeniyoruz.
Üç kişi top oynuyor. Kaleci Volkan... Müthiş bir özveri anıtı Servet ve bizim harika çocuk Arda...
Tuncay, Nihat, hatta Mehmet Aurelio’muz beklediğimizi veremiyorlar. Hamit’te bir ağırlık... Sanki zincir bağlanmış ayaklarına.
Sadece Hamit mi? Sanki takımın hepsi!
İsyan ediyoruz bu duruma: “Kır zincirlerini Türkiye!”
Haydi çocuklar, siz özgür bir ülkenin oyuncularısınız.
Hüzünden başka kaybedeceğiniz ne var ki!
Bizler bu niyetlerle umudumuzu korumaya çalışırken, Koller çakıyor kafayı...
İkinci yarıda Sabri giriyor oyuna... Sonra Kazım... Emre Güngör’ün beklenmeyen sakatlığı... Dakika 62... Aşık onun yerini almadan, Plasil atıyor ikinciyi. 10 kişiyken bu gol nasıl yendi, hayret!
Ama o gol silkeliyor takımı... Zaten ikinci yarının başından itibaren ayağa top yapan, Arda ile Hamit ile, Sabri ile rakibi sarsan bir Türkiye var. Tetikleniyor çocuklar. Tam bir isyan futbolu oynanıyor sahada. Bu duruma itiraz eden, onurlu bir başkaldırma ile saha içindeki her şeyi, tabeladaki sayıları değiştirme harekatı başlıyor.
Sahada 11 adam var.
Fatih Hoca, kulübedekiler ve biz... Tribünlerdeki on binlerce yurttaşımızla...
Hepimiz birer asiyiz.
Ayaklanmışız... Tutana aşk olsun!
Arda, Sabri, Hamit, Tuncay, Nihat... Peşpeşe harikalar yaratıyorlar.
Golleri gördünüz, zaten tekrarı da var.
Şu kadarını söyleyeyim size... Bu takım Viyana’ya kadar uzar.
Geriden gelip maç kazanmak neymiş, gösterir.
Viyana’yı bir kez daha kuşatır.
Hazır ol Türkiye...
Çile maratonu bitti.
Şimdi eğlenme vakti!