Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş’ın Schuster’le kazandığı yeni kimlik, baskı altına alan, ezen, yoran, bunaltan bir takım kimliği...
Bu oyunun aktörleri de hücumcular...
En başta Quaresma... Sonra Bobo.. Guti ve Ernst... Ardından Tabata ve kulübede bekleyenler...
Buraya kadar her şey güzel!.
Ne var ki Viyana’da ezber de bozuldu, kimlik de...
Özellikle ilk yarıda, sezon başından beri iç dış rakiple kendi yarı sahalarında en yoğun mücadele ettikleri bir maçı yaşadılar...
Unuttukları, alışık olmadıkları biçimde.
Emektar İbrahim Üzülmez’in daha ilk dakikalarda Trimmel karşısında zorlanıp şaşırarak topu üst üste kornere atması bunun göstergesiydi. Schuster’in Aurelio’yu savunmanın önüne çakması, sanki oyun merkezini de geri çekerek bu tür bir tabloyu beklediği izlenimini yarattı.
Tabloyu bozan, takıma esas kimliğini hatırlatan oyuncu Quaresma’ydı... Hele 12. dakikadaki o ünlü “trivelası” ile Rapid Wien kalesinin direğinden dönen topu, stattaki, ekran karşısındaki herkesin yüreğini ağzına getirdi...
Beşiktaş, savunmadan söküp çıkardığı toplarla yeniden hücum formatına geçiyor ama, etkili gol pozisyonları yaratamıyordu. Bobo’yu topla buluşturamadılar. Guti’nin uzaktan şutunda topun canı yoktu. Ama Hilbert’in daha uzaktan vuruşu tam anlamıyla bir korku ve tehdit oldu.
İlk yarının en önemli olayı, elbette Quaresma’nın üzücü sakatlığıyla kulübeye dönmesi oldu. Yerini alan Holosko, önce sağda, sonra solda gösterdi kendini... Beşiktaş’ın baskılarına bir anlam ve derinlik kazandırdı...
Aurelio, Hilbert, Toraman ve Hakan’a rağmen Veli Kavlak o golü nasıl attı, hayret!
Ama o gol, Beşiktaş’ı sarstı, silkeledi, uyandırdı...
Özellikle Ernst, Tabata ve Guti daha etkili hücum servisine döndüler... En çalışkanları da Tabata oldu...
Holosko 1 attı, üç kaçırdı... Bobo da nihayet Tabata’dan ayağına uygun bir top bulup Beşiktaş’a altın değerindeki üç puanı kazandırdı...
Bu maçın kahramanlarından biri de Hakan Arıkan... Hatalar, inanılmaz kurtarışlar ve üst üste yaşadığı kazalarla filme heyecan katıyor.
Gelelim dün gecenin gerçeğine...
Bu takıma Quaresma ile birlikte Holosko da şart! Aksi takdirde hücum etkisiz kalıyor, hiçbir derinlik kazanmıyor...
Ya Tabata, ya Guti... İkisi olmaz, ikisinden biri...
Schuster’in işine karışmak gibi olmasın ama... Ya Aurelio’suz bir merkez oluşturacak, ya da iki hücumcudan birini kulübede bırakacak!