Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Schuster’in gidişinden sonra akılları kurcalayan soru: “Yabancılar kalacak mı, gidecek mi?”
Avrupa liglerinde pek de gündeme gelmeyen bu soru, maalesef ülkemizde her yabancı antrenörün gidişinden sonra gündeme geliyor.
Kalırlar mı, giderler mi, henüz bilemeyiz... Bunun yanıtını gelecek haftalarda, belki de sezon bittiği zaman göreceğiz.
Ama dün gördüğümüz gerçek, yabancıların hem de dört golle Beşiktaş aşklarının henüz bitmediğini, sönmediğini belgeledi.
Kayserispor karşısında yenik duruma düştükten sonra, özellikle oyuna asıldılar. Takımın savunma, orta alan ve hücum sorunlarıyla adeta boğuşarak, kendi yanlışlarını ve hatalarını sürekli örtme gayreti içinde olağanüstü bir istek ve enerjiyle oynadılar. Maçı çevirmeyi başardılar. Beşiktaş’ın uzun süredir unuttuğu bir şeydi bu. Kaldı ki öne geçtikleri maçları bile ellerinde tutamıyorlardı, hatırlayın.
Tribün sürgününden tek yetkili olarak sahaya ve kulübeye dönen Tayfur Havutçu, Schuster’in son zamanlarda dışlamaya başladığı Fabian Ernst ve Necip Uysal’ı oyunun merkezine koyarak doğru bir seçim yapmıştı. Beşiktaş, 4-2-3-1 düzeninde umut veriyordu. Ne var ki kontenjan zorlamasıyla Hilbert ve Sivok’u kadroya almaması, Havutçu’yu sıkıntıya soktu. Sivok gibi bir stoperi kim aramaz!
Yine de oyunda aksayan daha önemli durumlar vardı. Her şeyden önce Quaresma, Guti, Simao ve Bobo uyumsuz, etkisizdiler. Özellikle Bobo... Zarzor girdiği pozisyonlarda topa vurmayı adeta unutmuştu... İçi uyuyor gibiydi. Türkiye Kupası’nda final hedefleyen bir takımın hem de birinci seçenek santrforu yılın bu zamanında bu kadar formsuz olabilir mi? Hayret!
Havutçu, 59’da Bobo - Almeida değişikliğini fazla gecikmeden yaptı. İki dakika sonrasında da gol geldi Portekizli’den. Sonra Ernst ve Quaresma’nın golleri. Beşiktaş’ın Bobo ile adeta kilitlenen hücum hattı çok çabuk karakter değiştirmiş, adeta keskinleşmişti. Quaresma’nın asistleri, dışarıdan attığı çok şık gol, Havutçu’ya bol çiçekli bir “hoş geldin” partisine dönüştürdü oyunu... Yabancı oyuncular, ne kadar formsuz ve durgun olurlarsa olsunlar, yine de samimiyetlerinden bir şey kaybetmediklerini gösterdiler...
Beşiktaş adına gelecek haftalara, özellikle Türkiye Kupası’na umut taşıyan görüntüler bunlar.
Kayserispor, uzun süre oyundan kopmadı. Bildikleri doğruları yardımlaşma ve takım prensipleri ile uygulamaya çalıştılar. Ama maçın ikinci yarısında esen Beşiktaş rüzgârına daha fazla dayanmamadılar.
19.03.2011... Beşiktaş’ın 108. doğum günüydü dün... Bu yıl başarı yok ama onur her zaman var... İyi ki doğdun Kartal!