Hüzün, coşku ve öfke

Böyle günleri doğru değerlendirmeli. Hayata sporun penceresinden bakarsak… Galatasaray’ın 5. yıldızla kutladığı 25. şampiyonluk, spor tarihimize geçecek çok büyük bir başarıdır. Dahası, Galatasaray Spor Kulübü, kendi yuvasından yetiştirdiği efsane hoca Fatih Terim’den sonra Okan Buruk’la da “çağ atlayan” yürüyüşüne devam etmiştir.. Galatasaray’ın en az beşinci yıldız kadar değerli kazancı Okan Buruk’tur.. İlki Başakşehir’deydi. Galatasaray’da kazandığı üst üste 3 şampiyonlukla, Okan Hoca Fatih Terim’den sonra büyük hedefe yöneltmiştir. Buruk’u tanıdığım kadarıyla söyleyeyim: Asıl hedefinde Terim’in mucizeleri var. Sezon biterken Avrupa’da başarı yolunu finale kadar uzatmak istiyor. Hayal mi? Evet.. Ama bir gün gelir hayat, hayalden hakikate akabilir.
Tıpkı Liverpool gibi.. Yürü be hoca… Yalnız kalmayacağını biliyorsun.
Cumartesi, pazar ve pazartesi akşamları İstanbul Boğazı’nın iki yakasında sevinç, coşku ve öfke bir arada yaşandı. Galatasaraylılar, Göztepe galibiyetini alkışlarken, pazar günü de Yenikapı’da takımla sarmaş dolaş harika bir kutlama sergilediler.
Pazar akşamı Katar’daki THY EuroLeague finali bir başka heyecan yaşattı… Fenerbahçe basketbol takımı, Monaco karşısında sert savunma ve akıllı hücum varyasyonlarıyla 81-70’lik tarihsel bir zafer kazandı. Bu zaferde Litvan hoca Sarunas Jasikevicius’un imzası vardı. Fenerbahçe böylece müzesine ikinci kupayı da götürdü.
Yıllardır söylerim… Fenerbahçe sadece futbol kulübü değildir. Adını ‘Fenerbahçe Olimpik Spor Kulübü’ olarak değiştirse yeridir. Dünya ve Olimpiyat şampiyonu boksörler, Avrupa şampiyonu takım ve sporcularla bir gurur kaynağıdır.
Pazartesi akşamı, popülizmin ne kadar yaralayıcı ve yıpratıcı bir kültür sorunu olduğunu da gördük. Futbolda Fenerbahçe’nin akıl almaz 4-2’lik Hatayspor yenilgisi insanların mutluluğunu ve sevincini gölgeledi. Bir spor kulübünde şampiyonluğu kaybetmiş takımlar ve oyuncular düşük motivasyonlarından sonra yenilebilirler. Bunu anlarım ama, Jose Mourinho’nun yorumunu hiç anlamam. Hemen her kayıptan sonra abuk sabuk açıklamalar yapan Mourinho bu defa da “Cenk Tosun’u oynatmadığım için pişmanım” dedi. Tek pişmanlığı bu mu acaba? İsmail Yüksek’i İrfan Can Kahveci’yi kenara çekip unutması. Onca maç içinde ilaç için bir adet taktik başarı göstermemesi, hayal kırıklığının dik alasıdır.
Hayır, Ali Koç başkanlık için ne kadar “devam” diyorsa, Mourinho için de “Artık yeter” demelidir.

Haberin Devamı

Muslera’nın heykeli nerede?

Sorunun yanıtını biliyorum… Hiçbir yerde değil. Çünkü henüz heykeli yapılmadı. Uruguay futbolunun 3 M’sinden Maspoli, Mazurkiewicz ve Muslera “Kalenin Efendileri” olarak bilinir. 2011-12 sezonda Galatasaray kalesine geçen Fernando, 14 yılda 19 kupa kazandı. Galatasaray’ın en başarılı yabancı futbolcusu olarak kendine özel bir yer edindi. Hagi’nin 10 kupalık rekorunu 19’la kırdı.
Galatasaray’da, Metin Oktay’ın heykeli var. Hagi’nin de olmalı. Ama ben Fernando Muslera’da ısrarlıyım. Eldivenleriyle futbolun anıt adamları arasına girmiştir. Dursun Özbek gibi bir başkana bu kadar öneri yeter.

Haberin Devamı

Kartal’ın tüyleri mi dökülüyor?

Hayır sadece kafası karışık. Rizespor yenilgisinden sonra takımın yenilenmesi, pahalı ve durgun adamların elden çıkarılması gerek. Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı’yı bugünlerde bir çok menacer ziyaret edebilir. Oyuncu pazarlama bizde başarıyla yapılır ama, harcadığınız paranın karşılığını almakta o kadar şansınız yoktur. Solskjaer’in raporunu yeniden gözden geçirip “radikal” bir liste yapması gerekiyor.

Haberin Devamı

OsiManya

Galatasaraylı dostlar büyük bir OsiManya salgınına yakalandı… Hemen herkes Nijeryalı’ya aşık gibi. Aşk adamın aklını başından alır. Sezonun en başarılı golcüsü Victor Osimhen’i bonservisiyle almak hem aşk hem akıl işi. En az 100 milyon Euro gerekli. Peki Osimhen gelirse ne olur? Hakçası çok güzel olur. Gelmezse kıyamet kopar mı? Hayır dünyanın sonu değil. Al Hilal’e giderse gitsin. Kıyamet kopmaz!