Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hayır, Süper Lig’de yer alan hiçbir takım futbolu böyle baştan savma, savruk ve dağınık bir anlayışla oynamamalı. Kazandığı topu oyun kurmadan, kendi savunma bölgesinin olabildiğince uzağına atmak, sorumluluktan kaçmak demek. O topların yüzde doksanı rakip oyuncuların ayağına gidiyor.
Sivasspor, TT Arena’ya maç izlemeye gelenlere gayet açık bir mesaj veriyor: “Bu oyunda yokum!”
Rahatsız edici bir tablo... Bu oyuncular böyle bir oyun (!) için mi transfer edildi? Rıza Çalımbay böyle bir savrukluk ve dağınıklık için mi teknik direktörlük yapıyor?
Kendi sahasında Fenerbahçe’ye ligdeki ilk yenilgiyi tattıran Sivasspor, İstanbul’da futbol oynama niyeti göstermiyor. Maça ortak olmak için mücadele etmiyor. Oyun kurma gayreti yok, kontratak planı filan da namevcut!
...Ve böyle bir oyundan keyif almamız bekleniyor. Kimbilir, belki de kusur bizde. Oyundan keyif alamıyoruz.
Galatasaray’ın oyununu küçümsemek istemiyoruz... Belli bir oyun anlayışıyla maçı kazanmak için mücadele ediyorlar... Elbette kadrosunun klas farkı da bu oyunu kazanmaya yetiyor. Fatih Hoca, Elmander ve Baros’u birlikte oynatarak 4-4-2’ye dönüyor. Oyunu hücum ve gol gösterisine döndürmeye kesin kararlı. Ama hoca istemese de oyun gösteriye dönecek. Çünkü karşı tarafta bir direnç yok. Mücadele yok. Galatasaray, gösteride yalnız kalıyor.
Peki, o gösteri skorun ötesinde beklenen güzelliği ve zenginliği yarattı mı? Maalesef hayır!
Engin’in attığı golde rakibine faul yapıp yapmadığı tartışmalı. Çünkü ayak normalin üzerinde tehlikeli biçimde kalkmış durumda. Elbette Yıldırım’ın kararına saygı duyacağız. Bu arada Baros’un ısrarla penaltı istediğine de tanık olduk. Kendisinde bir tür dokunulmazlık vehmeden Baros, Bülent Yıldırım’ı bir türlü inandıramadı. Ama kaleci Borjan’ın müdahalesi, sonunda Baros’un beklentilerini karşıladı ve penaltı golü geldi.
Sivasspor, iki farkla geriye düştükten sonra uyanıp, ayıp olmasın diye oyuna döndü. Biraz geç oldu ama, iyi oldu... Erman Kılıç’ın golünü seyrettik hiç değilse. Muslera’ya gol atmak da o kadar kolay değil.
Galatasaray’da iki arızalı oyuncu var...
Melo ve Engin Baytar... Melo, dün cezalıydı... Engin Baytar sahadaydı. Cim- Bom’u takip eden arkadaşlar, sürekli bu arıza hallerini anlatıyorlardı bana. Engin’in kaleci Borjan’a kafa atması doğrudan kırmızı karta neden oldu.
Demek ki kafayı çalıştırmak (!) akıllı olmaya yetmiyormuş. Yazık!
Derkeenn... Bir de baktık ki Elmander!
İki golle maçı kazandı Galatasaray... İki akılsızla da keyfini, neşesini, kalitesini kaybetti. Çok ayıp, çok!