Kendi kalesine attığı o gol nedeniyle yine de Kratochvil’e saygı duymaya devam edeceğim. Peki aynı saygıyı Zapotocny hak ediyor mu?
Beşiktaş’ı özlemişsin... Hava güzel, rakip Denizlispor... Zirvenin dört takımı aralarında oynarken, İnönü’de böyle bir randevu tam da taraftarın gönlündeki oyunu vaat ediyordu. Ne var ki, skor tabelası Kartal’ı güldürürken, oyun o kadar eğlenceli olmadı.
Yusuf’un ince ayar paslarına, Nobre’nin gayretlerine, Holosko’nun çalımlarına rağmen, Beşiktaşlılar maçı kazandıran tek golü Denizli’nin emektarı Kratochvil’in ayağından buldular. Yıllardır iddiasız, ama temiz bir kariyerin sahibi olan Kratochvil görevini yapmaya çalışırken hiç de hak etmediği bir sonuçla şoka girdi.
Kendi kalesine attığı o gol nedeniyle yine de Kratochvil’e saygı duymaya devam edeceğim.
Peki aynı saygıyı Zapotocny hak ediyor mu ?
Fenerbahçe karşısında Cisse, Ankaraspor önünde Sivok, Galatasaray maçında Delgado... Dün de Zapotocny!
Beşiktaş’ta sahada kalma konusunda dikkat dağınıklığı, faul yapan rakibe karşı öfke kontrolü bu kadar önemsiz ayrıntılar mı oluyor?
Hakemlerin gösterdiği kırmızı kartlara karşı futbolcuyu koruma güdüsü, bazı gözleri şaşı, bazılarını kör edebilir de, futbolcunun sorumluluğunu da akılda tutmalı.
Peşpeşe gördükleri kırmızı kartlarla Beşiktaşlı futbolcular, hakemlerin bilinçaltında potansiyel sabıkalı, kural çiğnemeye, suça ve kendini attırmaya eğilimli adamlar haline dönüşüyor. Kredileri azalıyor. Zapotochy’nin gördüğü kırmızı karta yönetim ve Denizli nasıl tepki gösterecekler, merak ediyorum. Yoksa yine hakem ezberine mi başvurulacak ? Umarım ezberi bozarlar bu defa.
Denizli önlem almalı
Oyuna dönersek...
Denizli Yusuf’lu kadroyu İnönü’ye çıkarırken klasik 4-4-2’ye daha yakın bir tercihte bulundu. Kafa karıştıran taktik bilmeceler yoktu. Nobre ve Holosko baskılı oyunun karşılığını gol olarak bulamadılar. Ama Denizlispor’u sürekli tehdit ettiler. Savunma büyük telaş ve sıkıntı yaratmadan oynuyordu. Tamam da Beşiktaş’ın en dinamik en üretken bölgesi olan orta alan, rakibe yeterince baskı uygulayamıyor, hatta başa baş ikili mücadelelerden bile kaçınıyordu. O yüzden Denizlispor çok daha rahat top kullandı. Sonuç alamasa da Beşiktaş yarı alanında zaman zaman baskı yarattı. Beşiktaş’ın Yusuf’la hücuma dönük yaratıcı katkı anlamında çok sıkıntı çekmediğini söyleyebiliriz. Kaldı ki, Yusuf fazlasını da gösterebilir. Biraz daha önde oynar ve daha çok topla buluşursa etkili olabilir. Asıl sorun ön liberoda. Sivok, Serdar Özkan, Cisse ve Uğur İnceman’a rağmen olmuyor. Bu alandaki boşluk bir türlü dolmuyor. Denizli’nin önlem alması gerekiyor.
Topu kazandığı zaman coşkulu, istekli ve yüksek tempoyla keyifli tablolar sergileyen Beşiktaş’ın kale önünde de aradığını bulması şart! Eloğlunun ayağından gol bulmak, tavlada her zaman düşeş atmak o kadar kolay değil!
