Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hayır, hiçbiri gol için onun kadar istekli, ihtiraslı ve hazırlıklı değildi. Koştu, mücadele etti, topu her bulduğunda kaleye vurdu... Ama olmadı, olmadı, olmadı!
Dünün “ıssız adamı” idi Nobre. Bir takımın ileri ucunda gol için böylesine adanmışlıkla mücadele edeceksin ve sıfır çekeceksin.
Gol atmanın o eşsiz keyfini tadamayacaksın. Görevini yapmanın huzurunu bulamayacaksın. Ama hep bitmeyen bir hasret ve enerjiyle oynayıp mücadele edeceksin. Bazen karşındaki stoperlerin becerisiyle, çokluk Serkan’ın başarılı pençeleriyle biten pozisyonlara aldırmadan, kimseye küsmeden darılmadan kendini tüketircesine devam edeceksin.
Evet, devam et Nobre!
Bize sabrın ve sadakatin dersini ver. Azmini ve inancını hiç kaybetmediğini hep göster...
Bırak, bazıları senin için “beceriksiz” ya da “ son vuruş acemisi” desin... Kimine göre de “çok şanssız birisin...
Ama inan, çok değerlisin! O yüzden gol atsan da atmasan da emeklerine saygı duyuyoruz. Seni alkışlıyoruz!

Haberin Devamı

Derbiye yetmez
Maça bireyselliğin ötesinde takım bütününü dikkate alarak bakarsak...
Beşiktaş yine “hücum ezberi” ile oynadı dün... Artık bir türlü çözemediğimiz Denizli’nin “takım tertibi”nde Gökhan Zan ile Zapotocny savunmada bekliyor, ötekiler toplu halde saldırıyordu. Ali Tandoğan, Ekrem, savunmacı kimlikleri olmayan zorunlu savunmacıydılar. Ama Ankaragücü ataklarında kulvarlarını hep boş bıraktılar. Gökhan Emreciksin’in biri direkte patlayan dış şutları, Mustafa Erdoğan ve Mehmet Yılmaz’ın yüzde yüzlük gol pozisyonlarında ciddiyetsiz ya da cesaretsiz vuruşları, Ankaragücü’nü maça ortak olmaktan mahrum etti. Özellikle son dakikalarda Metin’in de katılımıyla Ankaragücü savunma özürlü Beşiktaş’ı baskı altına alıp bunalttı. O dakikaları Rüştü ve savunmacılarla zor atlattılar. Hemen belirtelim ki, faul atışını başarıyla kullanan Rüştü, Holosko’nun attığı golde en büyük pay sahibiydi.
Beşiktaş dün çok zor bir eşiği takılmadan aştı... Peşpeşe gelen yenilgilerden sonra Ankaragücü önünde alınacak bir beraberlik dahi ligden kopmalarına, çözülmelerine neden olabilirdi. Cezalı İbrahim Üzülmez ve Sivok’un yanı sıra sakat Tello’nun da yokluğunda gerçekten kazanma kararlılığıyla oynadılar. Cisse’nin bile savunma ezberini bırakıp üç kez gol pozisyonuna girip şut atması bunun göstergesiydi. Delgado’nun kalp kırıklığından mı, gizlediği sakatlığından mı nedir, arkadaşlarından aldığı desteğe rağmen düşük profilli bir maç çıkardığını gördük.
Zor koşullarda ve baskı altında bu maçı kazanmak elbette başarı..
Ammaaa...
Bu performansın ve oyun düzeninin Ali Sami Yen’deki son derbiye yeteceğini asla söyleyemeyiz... Kalabalık hücumculardan oluşan iki takımın maçına tanık olacağız. Demek ki derbide söz savunmanın olacak. Bekleyelim!