Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aykut Kocaman’ı anlamaya çalışıyorum. Şampiyonluğu kaybettiklerini kabul ediyor. Elde kalan iki hedeften en önemlisi Benfica’yı eleyip UEFA finaline adını yazdırmak. O finali kazanmak. O yüzden Kayserispor karşısına değişik bir on bir çıkardı. Mehmet Topal ve Webo gibi Lizbon’a gidemeyecek cezalılar, savunmada Orhan Şam, Hasan Ali Kaldırım, Serdar Kesimal gibi forma için “sıra bekleyenler”, Krasiç ve Stoch gibi “gözden düşenler” vardı sahada... Kuyt, Sow ve Caner kulübede bekliyordu. Bu kadronun Kayserispor karşısında yapabilecekleri merak konusuydu. Kocaman daha baştan “favori evsahibi” özelliğinden vazgeçmişti.
Kayserispor, Prosineçki yönetiminde kazandığı kalite ve üst sıralara tırmanma duygusuyla “çok ciddi” bir konuktu. Nitekim erkenden Cleyton’la golü bulup öne geçince Fenerbahçe’nin canı yandı. Pirinç ve bulgur öykülerini anımsadılar hep birlikte... İşin ciddiyetini anladılar.
Sonrası sahadakilerle kulübedekilerin bir bütün olarak aynı soluğu alıp verdiği, kazanmak için olağanüstü istek ve kararlılık gösterdiği ciddi bir oyundu.
Kocaman, geriye düşen takımının maçı çevirmesi için devre sonuna kadar sabırla bekledi. Olmadı. İkinci yarıya başlarken, Orhan Şam ve Krasiç’i oyundan alarak Kuyt ve Sow’u sürdü cepheye... Onların da katkısıyla kazandı.
Hemen altını çizmemiz gereken gerçeklere dönelim: 1. Miroslav Stoch, tüm enerjisi ve samimiyetiyle yeniden takımın bir parçası olabileceğini ortaya koydu. 2. Krasiç, 45 dakikalık performansıyla hayal kırıklığı yaratmayı sürdürdü. 3. Sow, Kuyt ve Webo üçlüsü sahadaysa Fenerbahçe için golü bulmak sorun değil. O nedenle Benfica karşısında Webo’nun oynayamayacak olması büyük bir sorun. 4. Fenerbahçe Emre gibi bir liderden yoksun kalmanın bedelini şampiyonluğu kaybederek ödemiş bulunuyor. Dün Mehmet Topal ve Cristian sorumluluk örneği vererek orta alanda daha üretken bir oyun sergilediler. 5. Kayserispor golden sonra istek ve ciddiyetini sürdüremedi. Bobo, Cleyton ,Mouche ve Sefa hücumda golsüz gösteriyle yetindi. Futbolda kabul edilemeyecek bir ciddiyet yoksunluğuydu bu.
Kuddusi Müftüoğlu, Bobo’nun koluyla topu iyi yakaladı. Cristian da Benfica maçında Arthur’a atamadığı penaltıdan ders çıkarmış, Ertuğrul’a kesti faturayı. Lizbon’a uçarken çantalarına “moral”i de koydular. Dahası, lige havlu atmamış oldular. Eh, onlardan beklenen de buydu zaten!