Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Futbolun global gerçeği bu: Derbiler gebedir. Her an her şey değişir, her yerde her türlü sonuç alınabilir.
Dünkü Ali Sami Yen buluşması da derbi klasiklerine uygun biçimde bitti. Konuk takım, Fenerbahçe kazandı.
Oysa sadece Emre’nin yokluğu bile başlı başına problemdi. Daum’un, Emre’ye alternatif olarak gördüğü Deniz Barış, Emre’den önce sakatlanmıştı. Ardından Emre’nin de sakatlanması, Alman hocanın düşünmediği, hiç tercih etmediği Selçuk’u alternatifsiz alternatife dönüştürmüştü.
...Ve o Selçuk, Zico dönemindeki gibi orta alanın göbeğinde sade ve disiplinli oyunuyla oynamaya çalıştı. Görevini gösterişsiz ve risksiz bir oyunla yerine getirdi.
...Ve dahasını yaptı. Yaklaşık 35 metre uzaktan, kimsenin beklemediği anda çaktı şutunu...
Leo Franco uyanık ve tedbirli olmalıydı. Geç fark etti. O zamanlama yanlışı Galatasaray’a hayal kırıklıklarının en büyüğünü yaşattı. Yerden seken top, ellerinin altından kayıverdi.
O gole gelinceye kadar, ne yalan söyleyelim, zirve mücadelesinde alışık olduğumuz bol gollü, bol pozisyonlu bir oyun izleyemedik. Taraflar oynuyor, ama üretemiyorlardı.
Galatasaray, Jo’yu bir kez yüzde yüz gol pozisyonuna sokamadı örneğin... Evet, Keita başroldeydi. Topla her buluşması Fenerbahçe’yi sıkıntıya sokuyordu ama, Lugano-Bilica ikilisi, Gökhan Gönül, Kader’in Jo ve diğerleriyle iletişim hatlarını kesiyorlardı sonuçta... Elano takımdan kopuk, tek kişilik bir gösteri maçı oynuyordu sanki... Takımın lideri yoktu, oyunu kişisel beceriyle değiştirebilecek, arkadaşlarını tetikleyecek Arda, ancak 57. dakikada katılabildi arkadaşlarına... Rijkaard, Arda için beklemek zorundaydı, bunu anlıyoruz ama, Baros konusunda çok geç karar verdi. Uzatmada Keita’nın uzaktan müthiş vuruşu herkesi ayağa kaldırdı. Ama Fenerbahçe’nin kalesinde Franco’dan daha büyük biri (Volkan) vardı!
Fenerbahçe, çok daha disiplinli, çok daha takım ruhuyla gelmişti Ali Sami Yen’e... Öncelikle orta alana çabuk egemen oldular. Özer’in sağ kanatta etkili olmamasına rağmen, Topuz ve Selçuk göbeği iyi tuttular. Gökhan Gönül ve Vederson, sık sık kanat değiştirerek kendilerini zora sokan Keita’ya rağmen, sürekli hücuma katılarak Galatasaray üzerinde baskı yarattılar. Öte yandan Alex de mücadeleci ve çabuk oyun anlayışıyla hem Emre’nin boşluğunu doldurmaya çalıştı hem de kendi asıl görevini yapmaya gayret etti.
Fenerbahçe elbette büyük avantaj kazandı. Haftalar önce kaybettiği puanların kötü etkisinden kurtuldu. Galatasaray ise peşpeşe iki maçta 6 puan kaybederek önemli bir irtifa kaybına uğradı. Şampiyonluk, yeniden kördüğüme dönüştü. Çözebilen, Büyük İskender’in Gordiyon’da yaptığı kadar büyük ve tarihi bir başarı sağlayacaktır, bekliyoruz.