Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abdullah Avcı’nın önceki teknik direktörlerden önemli bir farkı var: Resmi maçlarda istediği verimliliği sağlayamıyor, ama özel maçlarda hem gözleri hem de gönülleri okşayacak sonuçlar çıkartıyor
500. milli maçta Danimarka gibi kaliteli bir rakibe karşı Milli Takım Dünya Kupası eleme grubu maçlarının üzerine çıkan bir kalite sergiledi. Avcı, maça üç lejyonerle (Arda,Nuri, Mevlüt) başlarken, takımın geri kalanını Süper Lig’den oluşturmuştu. Formda ve uyumlu oyuncularla Danimarka’nın fizik gücüne ve taktik hamlelerine aynen karşılık verdi.
Savunmada Trabzonspor kalecisi Onur, Galatasaraylı Semih ve üç Fenerbahçe’liden oluşan geri dörtlü önceki karışık düzenlemelerin üstüne çıktı. Özellikle Gökhan, Bekir ve Hasan Ali’nin hücuma katkıları da övülecek düzeydeydi. Orta alanda Nuri Şahin, yıllardır farklı nedenlerle Türkiye’nin yeterince yararlanamadığı genç maestro... Dün ustalığını ve liderliğini sergiledi. Ama asıl maestro Arda Turan’dı. Her iki yarıda da farklı misyonlar üstlenip görev yaptı. Çift santrforla oynadığımız ilk yarıda sağ kanatta, Mevlüt’le tek santrfora döndüğümüz ikinci yarıda orta alanda forvet arkasında çok iyi işler yaptı.
Milli Takım’ın hazırlık maçı, ardından Süper Lig ve Salı günü oynanacak Manchester United maçı, Avcı ve Galatasaraylı futbolcuların üzerinde ister istemez baskı oluşturmuş. İlk yarıda Burak Yılmaz’ın hemen her topla buluşmasında pas yerine şut tercihi yapması belki bu baskının sonucuydu. Bir an önce golü atıp duşa gitmek isteyebilirdi. Avcı onu çıkarıp ikinci yarıya Galatasaraylı Selçuk’la başladı.
Huzur bozan fikstür sıkışıklığına rağmen Abdullah Hoca rahat oynattı Milli Takım’ı... İki yarıda da farklı oyun formatlarıyla takımın defansif ve ofansif etkinliklerini test etti. Savunmada çok iyi bir tablo sergileyebildiğimizi söyleyebiliriz. Ofansif anlamda hâlâ bazı eksikler dikkati çekiyor. Örneğin kanattan taşıdığımız topları cezaalanına indirip etkili kafa vuruşlarıyla buluşturamıyoruz. Çift santrforda Mevlüt ve Burak, kendi aralarında iyi iletişim kuramadılar. Oysa en azından birbirlerine duvar olarak rakibi eksiltebilirlerdi. Kerim Frei, İngiltere’deki profesyonel kariyerinde çok genç yaşta çok iyi şeyler öğrenmiş... Henüz 19 yaşında ama, genç enerjisi ve tekniğiyle ancak 30 yaşındaki futbolcuların sahip olabileceği oyun görüşünü sahaya yansıtınca Mevlüt’e harika bir asist yaptı. Mevlüt’ün vuruşu da akıllı usta işiydi.
Hazırlık maçlarının skoru değil, içeriği önemlidir. 500. Milli Maç, bize güzel bir hediye paketiyle sunuldu. İçi de oldukça zengindi!