Yaşadığımız hakikatlerle sanal gerçeklik arasında sıkışıp kaldı futbolumuz. Şike mi, değil mi? Tükürdü mü, tükürmedi mi?
Dün de Yunus Yıldırım’ın kararı geldi tartışma gündemine... Beşiktaş’ın 89’da frikikten ceza alanına indirdiği top, acaba çizgi dışından mı kaleye çevrildi? Top auta mı gitti, oyun sahasında mı kaldı? Olcay’ın vuruşunda meşin yuvarlak çizgiyi geçti mi, geçmedi mi? Alın size yeni tartışma konusu...
Hafta boyunca sürüp gider bu tartışma...
Pilot kamera, pilot altı, yan kamera, kale arkası vs... Açılar, ters açılar. Genişletilmiş görüntüler, uzman yorumları sürüp gidecek.
Hepsi bir yana, kuralların öngördüğü durumu söyleyeyim size... O topun dışarıdan çevrilip çevrilmediğine sadece o bölgedeki yardımcı hakem karar verebilir(di).
O da kararını verdi. Hep beraber saygı duyacağız. Onun tanıklığından başka hiçbir yerde gerçeği aramayacağız.
Şayet aramaya kalkarsak, bilin ki gerçeği asla bulamayacağız!
Koca maçı bir hakem kararıyla karartmayalım.
İyi maç oldu. Güzel goller izledik.
Öncelikle belirtelim ki, geçen hafta derbide silik ve etkisiz bir oyun ortaya koyan Beşiktaş, dün İnönü’de taraftarının özlediği bir ruh ve istekle oynadı maçı...
Fernandes, sakatlanıncaya kadar Almeida, özellikle Oğuzhan, sonra Olcay... Necip ve İbrahim Toraman, hırs ve iştahla, yardımlaşarak bol bol pozisyona girerek, zaman zaman tempoyu inanılmaz biçimde yükselterek oynadılar. Karabükspor da önceki maçlarda Büyükler’e acı faturalar kesen Lualua’yı kulübede bekleterek başladı maça. Ahmet İlhan’la hepimizi büyüledi. Beşiktaş’ın hücum yoğunluklu oyununda geriden kazandığı topları boşa alanda hızla kullanarak adeta ders gibi bir oyun gösterdi. İlhan Parlak’la, Ahmet İlhan’la, Hakan Özmert’le sık sık pozisyona girdiler. Beşiktaş tıpkı Belediye maçı gibi golleri kolay buldu. İyi ama, ligin en kolay ekibiydiler aynı zamanda. Önce Ahmet İlhan’a, sonra da yedekten giren Lualua’ya yakalandılar. Kongolu’nun golünde Ersan Gülüm’ün hatası, hem McGregor’u hem de takımını fena halde tuzağa düşürdü.
Burada bir eleştirel not da Samet Hoca’ya... Almeida’nın yerne genç Sinan’ı alırken acaba Dentinho’yu 73’e kadar neden bekletti? Tercihine saygı duyuyoruz da sormadan edemiyoruz. Beşiktaş’ta Hilbert, Sivok, Veli Kavlak cezalıydı. Takım savunmasında üç “esas oğlan” yoksa, sonuç normaldir. Hele ev sahiplerini puansız bırakan bir konuğa karşı maçı berabere bitiriyorsanız, bu sonuça “başarı” da diyebilirsiniz. Yine de tebrikler Mesut Hoca’ya!