Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Skor tabelasının çok ötesinde, Fenerbahçe’nin üstünlüğüyle birlikte “cevher”ini gösterdiği bir maçtı. Disiplinle, enerjiyle, coşkuyla, sorumlulukla, tempoyla ve heyecanla oynadılar.
Hem savunmada, hem de orta alanda ve hücumda, Süper Lig’in saygı duyulup ciddiye alınması gereken ekibi Orduspor karşısında oyunun tamamına egemen oldular. Ligde ilk kez kadın, erkek, çoluk-çocuk buluşan Fenerbahçe taraftarına çiçek gibi bir maç sundular.
Orduspor’un attığı tek golden başlayalım. 90+2’ye kadar ne Hasan Kabze, ne Stancu, tek Ordusporlu Fenerbahçe ceza alanına giremedi. İşte Şamil’in attığı o tek gol de ilk kez girişin ödülü oldu, ama yetmedi.
Fenerbahçe savunması sağlam ve üretkendi. Sağdan Gökhan’ın, soldan Hasan Ali’nin ataklarını zaten biliyoruz, dün de gördük. Ama Bekir’in de en az üç kez geriden tek başına slalomlar yaparak Orduspor cezaalanına kadar top taşımasını, gol pozisyonu yaratmasını dün takdirle izledik.
Bu oyunun temelinde Fenerbahçe orta alanının kişilikli ve dinamik kurgusu yatıyordu. Mehmet Topal savunmanın, Cristian hücumun destekçisiydi, evet... Ama asıl yıldızı parlayan Meireles’ti. Dünkü iki yönlü oyunu, sakin ve akıllı pas dağıtımı, devamlılığı, zaman zaman liderliği üstlenmesiyle Emre Belözoğlu’nu hiç de aratmayan bir performans koydu ortaya. Üstelik öfkelenmeden, çatışmadan yaptı işini...
Kuyt sağda, solda, ortada, rakibin baş etmekte zorlandığı bir akıllı adam olarak dolaştı. Sow’un golünün asistini yaptı, sadece hücumcu olarak da konumlandırmadı kendisini... Orta alanda pas alış verişleriyle hem topu tuttu, hem de zamanı kullanmasını bildi. Sow da attığı golün yanı sıra sık sık gol pozisyonlarına girdi, Orduspor savunmasıyla göğüs göğse adeta savaştı. Stoch ve Cristian’ın direkten dönen şutları da Fenerbahçe’nin baskılı, bol pozisyonlu oyununa örnekti.
Aykut Kocaman, takımının en az 12 kilometre koşmasını istiyor, haklı... Dün bu mesafeye ulaşamadılar, ama yine de gayretliydiler, istekli ve iştahlıydılar. Koşmaya da alışıyorlardı. Fenerbahçe yavaş yavaş ilerliyor, Kocaman’ın belirlediği rotada mesafe almaya başlıyor, yepyeni bir “karakter” sergiliyordu.
Meireles’in yerine oyuna giren Sezer de alkışı hak etti. Bunu attığı gol için değil, oynadığı oyun ve gösterdiği olumlu futbol adına söylüyorum. Yine de Fenerbahçe’nin çift santrforla oynayıp oynayamayacağı tartışılabilir elbet... Ancak Kocaman’ın tercihlerine ve planlarına da saygı duymak gerek...
Kazanıyor. Demek ki haklı!