Ernst ve Fink, oyunun merkezini ileri taşıyamı-yorlar. Genellikle savunmanın önünde, forvetlerin oldukça gerisinde mücadele ediyorlar
Dünya Kupası’nda da aynı gelenek söz konusu. Açılış maçlarını şampiyonlar oynar. Böyle bakınca bizim ligimizde de ilk haftanın ilk maçını Beşiktaş’ın oynaması güzel... Ne var ki, Beşiktaş’ın rakibi, büyük derdi Belediyespor olunca, açılışın neşesi de coşkusu da kaçıyor.
Atatürk Olimpiyat Stadı, maalesef yaşananlar ve biraz da önyargılarla futbol dünyamızın en netameli stadı oldu. Ev sahibi de olsanız, deplasmana da gitseniz, işler gönlünüzce olmuyor. Beşiktaş’ın, Süper Kupa maçından sonraki ilk maçını yine aynı sahada oynaması da ayrı sıkıntı yarattı dün.
Dış koşullar bir yana, kendi sıkıntıları da vardı Beşiktaş’ın. Hem savunmada, hem de hücumda.
Savunmada, Sivok dışında üç yeni adamla oynadılar. Hakçası hem yuvadan uç(urul)an Gökhan Zan’ı, hem de İbrahim Toraman’ı aradılar. Sivok-Ferrari ikilisi İbrahim Akın’ın bireysel slalomuyla attığı golde inanılmaz derecede etkisiz ve tepkisizdi. Erhan Güven ve İsmail Köybaşı’nın da Ekrem Dağ, İbrahim Üzülmez’den fazla neleri vardı ? Hiçbir şeyleri! Beşiktaş, İstanbul Belediye gibi takım oyununu ayağa top yaparak, yardımlaşarak oynayan, birbirlerine çok uyumlu eski-yeni bütünüyle iyi mücadele eden bir takıma karşı oldukça pasif ve etkisizdi. Sık sık geriye adam kaçırarak kaygı yarattılar.
Oyalanan takım
Öte yandan çok adamla hücum etme felsefesi de oldukça dağınık. Holosko örneğin, maçın ilk yarısında üst üste üç kez pozisyona girdi. Üçünde de bireysel egosu ağır bastı. İlle de golü kendi atıp bir adım öne geçme tutkusunu aşamadı. Holosko, Nobre, Yusuf ve Tello birbirleriyle çok az yardımlaştılar. Emeğine ve gayretine saygı duyduğumuz Nobre, maç boyunca Metin Tepe’yi bir kez aşamadı. Belediyespor’un savunma göbeğindeki kilidini açabilecek ekstra adamların ekstra katkılarına ihtiyaç vardı. Fink’le bunu bir kez becerip golü attılar, öne geçtiler. Sonrasında Beşiktaş sadece topla oynayıp, oyalanan takım oldu. Nihat ve Bobo da tabloyu değiştiremedi.
Beşiktaş on birinde savunma ve hücum sorunlarını irdelerken, asıl meseleyi unutmayalım. Ernst ve Fink, oyunun merkezini ileri taşıyamıyorlar. Genellikle savunmanın önünde, forvetlerin oldukça gerisinde mücadele ediyorlar. Onlar hücum ağırlıklı oyuna katılmaz ve ortada durumu kurtarmakla meşgul solursa, bu sorunlar sürüp gidecektir.
Bir de yan toplar... Böylesine korner kazanıp hiçbirinden yararlanamamak için özel bir çalışma (!) mı yapıyorlar ? Mustafa Hoca’nın sırrı ne, merak ediyorum.