Önce kaygısızdılar... Golü atıp öne geçmişlerdi. Almeida ile neşelenip düşük tempoda top çevirmeye, acemi Tromsö karşısında “klas farkı”nı sergilemeye koyuldular. Tromsö, Norveç’in mütevazı bir temsilcisi... Tarihlerindeki en parlak sayfalardan biri, kuşkusuz Galatasaray’ı eledikleri eşleşme ile yazılıdır, biliyoruz. Ama unutmamamız gereken bir şey var. Kuzey disiplini ile oynuyorlar. Fizik mücadeleden kaçmadan, oyun disiplininden kopmadan.
Gerçekten klas farkı var Beşiktaş’la aralarında. Ancak yetenek, futbol pazarındaki bireysel ya da toplam değerleri bir yana, adamların oyuna duydukları saygı, Beşiktaşlı futbolcuların çok üzerinde... Gerçek sporculuk örnekleri vererek oynadılar dün... Hem oyuna saygı gösterdiler, hem de kendilerine duydukları saygının gereğini yerine getirdiler.
Böylece kaygısız ve saygısız oynayanlarla, disiplinli ve saygılı oynayanların ayrımı dikkat çekmeye başladı.
Almeida’nın harika Fernandes asistiyle attığı gol, Beşiktaş’a büyük avantaj kazandırmıştı. Ama bu gol aynı zamanda gevşemelerine, dağılmalarına, yavaşlamalarına ve çözülmelerine de neden oldu. Tromsö, Ciss’in sağdan yaptığı ataklarla Beşiktaş’ı yokluyor, çaktırmadan Ersan ve Escude’nin dikkatini dağıtıyordu. Beşiktaşlı futbolcular bu hamlelere karşı uyanamadılar. Dahası, Atiba ile Fernandes’le, ille de Olcay’la üst üste top kaybetmeye başladılar. Dentinho ve Almeida’nın da bu gruba katılmasıyla iş şirazesinden çıkmaya başladı. Kaygısızlık, ciddiyetsizlik ve disiplinsizlik her geçen dakika kötü örneklerle sergilenmeye devam ediyordu.
Evet, hakemin Ciss’in kendini atmasıyla verdiği penaltı, Ersan’a gösterdiği sarı kart elbette kötü ve yanlış! Ne var ki ciddi bir savunma disiplini o yanlışlara tüm kapıları kapayabilirdi. Bu kararı tartışa duralım Escude’nin inanılmaz ağır ve sorumsuz hareketine tanık olduk. Beyefendi sahip olduğu topu kullanma konusunda o kadar kararsızdı ki, Pritchard meşin yuvarlağı aldı ve golünü attı. Tolga’ya da yazık oldu, çaresizdi.
Bu maçın bir de Bilic tarafı var. Hırvat hoca, milli takım çalıştırırken son derece başarılıydı. Ama kulüp başarısı yok. Belli ki bir tecrübe açığı var. Dün elinden kayıp giden maça sahip olamadı. Gerekli hamleleri yapmakta gecikti. Umalım ki bu maç hem kendisini hem de futbolcularını uyandırsın. Aksi halde zor günler bekler Beşiktaş’ı!