Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kaygıyla başladı, saygıyla bitti.
Arada ne mi oldu? Endişeler, sıkıntılar dağıldı. İlk Atiba golüyle takım da taraftar da rahatladı... Hayır, o rahatlık sıkça tanık olduğumuz savunma gaflarıyla huzursuzluk yaratmadı. Hem takımın, hem de Fatih Terim Stadı’na koşan taraftarların özgüvenini artırdı. Takımca oynanan oyun, bireysel katkılarla zaman zaman gösteriye dönüştü.
Kuşkusuz haftalardır özlemle beklenen bir coşkuydu bu...
Beşiktaş, Süper Lig’deki Fenerbahçe ve Kupa’daki Konyaspor yenilgilerinden sonra sarsılmış, takımın oyun kalitesindeki düşüş, bireysel performanslardaki verimsizlik can sıkmaya, endişe yaratmaya başlamıştı.
Eskişehirspor gibi varını - yoğunu ortaya koymak durumundaki bir takım bu sıkıntılı tablodan puan çıkarabilirdi. Maç başlarken kaygılanmamak elde değildi.
Yeşil zeminde gördük ki Beşiktaş yine bastırıyor, ancak hemen tüm rakiplerinin yaptığı gibi Eskişehirspor savunmasının Gomez’i ikili - üçlü kıskaçlarla sarması sonucu aradığı golü bulamıyordu. Oğuzhan, Atiba, Sosa ve Olcay oyunu rakip sahada öylesine yoğunlaştırdılar ki, bir ara baktım top kullanma yüzdesi (74/26) Beşiktaş’ın rakibini resmen “ezdiğini” gösteriyordu. Yine de o ezici oyundan beklenen golün gelmesi başka şeylere bağlıydı.
Önce bir “duran top” organizasyonu... Korneri kullanan Sosa’nın ön direkte Atiba’nın kafasına attığı “şapka gibi” top. Kanadalı’nın sert darbesi ve Boffin’in kucağından ağlara giden meşin yuvarlak.
Beşiktaş kaygı barajını aşmıştı...
Sonrasında bir Ricardo Quaresma resitali izlemeye başladık. Sağdan, soldan topu öylesine ustalıkla ve sorumlulukla kullanıyordu ki, Eskişehirspor - ne Sezgin’le, ne de İshak’la -bir türlü durduramadı Portekizli’yi... Quaresma’nın adam eksilterek kanattan ceza alanına kayarak yaptığı driplingler dengeleri bozmaya başladı. Mario Gomez için yeni bir kanal açılıyordu. Alman golcü, alıştığımız üzere yine bir - ikisini kaçırdı. Ama Quaresma’nın soldan yaptığı ortaya kafa koyarak rahatladı.
Dünkü maçın en etkili, en verimli adamını soracak olursanız, Quaresma derim. Ne yazık ki bu adam 51’de sakatlanıp Kerim’e bıraktı yerini. Nazar mı değdi, bilemem! Geçmiş olsun, Ricardo!
Beşiktaş’ın coşkuyla sergilediği gösteriyi yine Gomez tamamladı... Olcay’ın derin pasında topla tek başına Boffin’in üzerine gitti ve klasına yakışan bir gol daha attı.
Peki Gomez’in şovu diyebilir miyiz bu gollere? Hayır, diyemeyiz. Attığı goller, kaçırdıklarının yarısı kadar. Üstelik kaçırdıkları daha kolay! Bu gidişle Alman Milli Takımı’na çağırılması zor. Biraz daha sıkmalı vidaları!
Bu maçın fark edilemeyen bir güzelliği daha vardı. Hakem Mete Kalkavan, - çok şükür - maçın gerisinde, soluk fonunda kaldı. Doğru düdüklerle, doğru kartlarla sakin ve başarılı bir yönetim gösterdi.
Eskişehirspor’da Hadziç, Emre ve Meye çok farklı ve özel oyuncular... Gayretleri puan getirmedi ama, yine de tebrikler.
Kaygı ve coşkuyu anlattık... Geçen hafta Kadıköy’de bir grup haytanın küfürle andığı adam, dün şarkılarla selamlandı. Hak ettiği saygıyla! İşte vefa... İşte Seba! Ne diyeyim daha!