Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Garip bir kaderi var kızımızın... Hep Aslı (Çakır Alptekin) Ablası’nın peşinden gidiyor. Yarışı o kazanıyor, kendisi ikinci oluyor. Ama WADA ve CAS kararlarından sonra 8 yıl ceza alan ablasının altın madalyaları iptal ediliyor; şampiyonluklar otomatikman kendisine geliyor.

O nedenle Gamze Bulut, hem 2012 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nın, hem de 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nın kadınlar 1500 metre şampiyonu.

1992 doğumlu kızımız, aslında altın madalyayı filan önemsemiyor. Onun asıl hedefi Süreyya Ayhan’ın elindeki 3.55’lik Türkiye rekorunu kırmak. 5 Ağustos’ta başlayacak Rio Olimpiyat Oyunları’na katılmak ve orada final koşmak. Altın madalya için zamanlaması Tokyo 2020’ye uzanıyor.

Haberin Devamı

Yukarıdaki bilgileri doğrudan onun ağzından yazmıştım (18 Ağustos 2015)... Neredeyse 5 ay geçti aradan... Gamze Bulut, Isparta’da yaşıyor. 3000 metre engelli koşucusu Hakan Duvar’la evlenmiş. Antrenörü Süleyman Altınoluk’tan ayrılmış. Dahası kulübü Fenerbahçe ile de bağlarını koparmış.

Saklambaç gibi

Kendisini aradım. Telefon açılmadı, son durumu hakkında konuşmak istedim, mümkün olmadı!

Ama Gamze Bulut hakkında konuşanlar var. Atletizm camiasında bir kaç kişiye sordum olanı biteni... Keyfimi kaçıran açıklamalar, yorumlar yapıldı:

“- Sadece 2 “top level” (üst düzey) yarış koştuğu ve biyolojik pasaportu temiz çıktığı için madalyaları garanti. Ancak yeniden bir “top” yarışa katıldığı an, kan muayeneleri yapılacak ve biyolojik pasaportunda çelişkiler ortaya çıkabilecek... Bu riski göze alamıyor.”

“-Fenerbahçe’de çıkardığı sorunlar yapay sorunlardı. Kulüp kendisine sahip çıkmak için samimi gayretler gösterdi. Ama o ille de “huysuz” davranarak kulübüyle ipleri kopardı.”

“-Antrenörü Süleyman Altınoluk’un sadece kendisini çalıştırmasını istedi. Fazlaca kaprisli bir davranış. Bu mümkün olmayınca ondan da koptu. Evlenip inzivaya çekildi. Yaptığı çalışmalar, olimpik düzeyde yetersiz. Aşil tandonlarında ödem olduğunu söylüyor. Elimizde ciddi bilgiler yok!”

Daha ayrıntılı konuşanlar da var. Onları buraya taşımak istemiyorum.

Haberin Devamı

Canımı sıkan olay, Gamze Bulut’un Qu Yunxia’yı andırması. Çinli atlet 9 Kasım 1993’de 1500 metre dünya rekorunu kırdı (3.50.46) sonra farklı disiplinlere geçti. Yıllarca ortada görünmedi. Onun muhteşem (!) rekorunu ancak 22 yıl sonra Etopyalı Ganzebe Dibaba 17 Temmuz 2015’de kırdı (3.50.07). Çinli atlet hep saklandı ve gözlerden uzak kaldı. Şimdi buradan sormam gerekiyor: Gamze, kızım... Sevgili şampiyonumuz... Neredesin, ne haldesin? Söyle de bilelim. Bu saklambaç hiç hoş değil... Sobeleneceksek, sobelenelim!

Sabri’yi satmak mı?

HAYIR!
Sabri Sarıoğlu için daha önce Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın önünde söylediğimi buradan paylaşayım: Sabri Galatasaray’ın ruhudur!
Tuz ruhu, sirke ruhu, nane ruhu satılabilir.
Ama Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un “ruhu” olan futbolcular satılamaz.
Endüstriyel futbolun acımasız ve duygusuz ortamında bu hükme aykırı satışlar oldu. Ağlaya ağlaya (ya da ağlata ağlata) gittiler. Kulüp tarihinde bir iç sızısı olarak kaldılar.
Şimdi Sabri Sarıoğlu’nun “satışı” gündemde!..
Şayet böyle bir olay gerçekleşirse, bunun adı transfer değil, “halt etmek”tir.
Olamaz. Kimsenin böyle bir ayıpa hakkı yok!
Bursaspor’da Hamza Hoca’nın Sabri’yi ısrarla istediği, ya da Mustafa Denizli’nin onu Galatasaray’da istemediği tevatürlerine hiç inanmıyorum.
Bu çocuk (yani Galatasaray’ın kaptanlarından biri olan futbolcu) kulübüne ve formasına sadakatini kanıtlamıştır. Küsmemiş, darılmamış, para pazarlığı da yapmamıştır.
Hayır, Sabri’yi satamazsınız. Hele o bir yere gitmiyorsa, bu işi yapamazsınız.
Ayrıca... UEFA Avrupa kupalarında en az dört club grown (kulüpten yetişmiş) futbolcu şartı da var. Sabri, Emre, Semih... Bir de kaleci Eray... Sonrası şinanay!. Sabri’yi satmadan önce bunları düşünün hele!