Teli kopmuş saz gibiydi Beşiktaş... Fernandes’in sakatlığı, Oğuzhan’ın cezası, Aybaba’nın ekibinde kimlik bunalımı yaratmıştı. Emeğe saygılıyız. Sahadakiler elbette gayretliydi, çalışkandılar. Çok çabaladılar, mücadele ettiler ama, beceremediler. Beşiktaş’ın renkleri solmuştu. Gençlerbirliği de sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Takımın coşkusu kaybolmuş. Bazı futbolcular, belki de ara transferde gündeme gelebilmek için kendilerini göstermeye oynadılar. Skor avantajını koruyamadılar. Kulusiç’in ve Olcay’ın gollerinden sonra bolca gol pozisyonu izledik. Ama üçüncü golü göremedik.
Ankara 19 Mayıs Stadı’nın çim zemini donmuştu. O nedenle her iki takımın oyuncuları sık sık düşüp top ve pozisyon kaybettiler. Bu kaymalardan ve düşmelerden bir kaza golü çıkabilir, yiyene yazık olurdu. Neyse ki kazaya uğramadılar.
Pozisyon bolluğunu neyle açıklayacağız? Hurşut, Azofeifa ve Jimmy Durmaz’ın hamlelerinin yanı sıra Beşiktaşlı futbolcular oyunun temel ilkesi savunmayı hala öğrenememiş... Antalya kampında ağır ev ödevi var. Ama hücum etkinliğinin zaten sınırlı olduğu bir maçta hiç değilse rakibe bu kadar top kaptırılmamalı, böylesine bol pozisyon verilmemeliydi.
Beşiktaş maçı gerçekten kazanmak istedi... Fernandes ve Oğuzhan’ın yokluğunda canla, başla, enerjiyle yüklendiler. En başta Hilbert’i saymalıyım. İbrahim Toraman, Veli, Olcay, Holosko ve Almeida gerçekten beklenenin üzerinde pozisyon yarattılar. Ancak kendi aralarındaki koordinasyon hep kusurlu göründü... Ceza alanına topla giren oyuncular, doğru dürüst şut artamadılar. Pas verecekleri, asist yapacakları arkadaşlarını da bulamadılar. Burada dikkat çeken aksaklık, gol pozisyonunun olgunlaştığı, rakibin eksik yakalandığı anlarda santrfor Almeida’nın top bölgesinin çok dışında kalmasıydı. Topu tutacak, adam yokluğunun bedelini golsüzlükle ödediler.
Samet Hoca, krediyi tüketmiş futbolcuyu kaybetmemek uğruna, yeniden sermaye koyarak şans veriyor... Batuhan’ı kastediyorum... Ama hala “iş” yok! Oysa bir de Mehmet Akyüz var yedek kulübesinde. Acaba onun kredisi Batuhan’ın tükettiğinden de mi az? Bilmiyorum. Bildiğim şey, zirvedeki rakiplerinin puan kaybettiği (ya da bugünkü gibi kaybedeceği) haftaları Beşiktaş’ın da boşa harcadığı! Umarım kaybolan puanları aramazlar!