1993’te oradaydım... Hakan Şükür’ün kendi kalesine attığı golü, Kubilay’ı, Arif’i ve yine de Cantona çılgınlığını hiç unutamıyorum. Galatasaray, Türkiye’nin henüz tanışmadığı Şampiyonlar Ligi’nin kapı eşiğinde Manchester United’ı çelmelemiş, 3-3’lük beraberlikle Old Trafford’dan başı dik ayrılmıştı. Sonraki golsüz rövanşla da Avrupa’daki başarı macerası başladı.
1996’da Fenerbahçe ile oradaydım. Boliç’in, dünyanın bir numaralı file bekçisi Schmeichel’e attığı gol hem Fenerbahçe’nin hem de Manchester United’ın tarihinde unutulmayacak derin bir iz bıraktı. Manchester United, Avrupa kupalarında sahasındaki ilk yenilgisini bir Türk takımından alıyordu.
Günlerdir Mustafa Denizli’nin taa Wolfsburg maçından beri dile getirdiği Manchester United karşısında çok ilginç bir maç oynayacakları söylemine bizim medya pek kulak asmadı. Hocanın hayallerine saygı duymayanlar vardı. Ama Mustafa Denizli bu. Kafasında oynattığı sanal maçlarda belki 40 defa karşılaşıp, her defasında yendiği Manchester United’ı dün “içerikli” bir oyunla gerçekten devirdi. Şimdi gurur kolyemiz tamamdır.
Üç büyüklerin Old Trafford’daki zafer fotoğrafları asla silinmeyecek, kalplerden ve zihinlerden düşmeyecektir.
Manchester United aslarını oynatmıyormuş! Hadi canım... Dün sahaya çıkanlardan hangisini kandırıp da bizim ligimize getirebilirsiniz? Bu galibiyet çok anlamlı. İçinde Rüştü var, Ferrari var, İbolar var, Ekrem var, Ernst, Fink, Tello ve Bobo var. Oynanan futbol var. Beşiktaş oyuna ortak olmakla kalmadı, Old Trafford’un efendisi oldu. Atılan gole hiç kimse rastlantı diyemez. Böyle diyenler İsmail Köybaşı’nın genç enerjisine, Tello’nun usta vuruşuna saygısızlık ederler.
Bunu bir tesadüf olarak görenler olursa, Rüştü’nün uzatmalarda üst üste gelen üç gollük şutu çevik hamlelerle savuşturmasını hatırlayıp kafalarını duvara çarparlar.
Beşiktaş’ın, İngiliz takımlarına karşı başarısız olduğunu dile getirip, 2003’te Chelsea karşısında alınan çifte gollü Sergen zaferini satır aralarına sıkıştıranlar, Kartal’a hak ettiği saygıyı göstererek onu Britanya fatihi olarak selamlayabilirler. Beşiktaş büyüyor. Büyük kulübün büyük takımı hocasıyla birlikte zirvelere tırmanıyor. Evet, bu büyüklüğe saygı duymanın tam zamanı!