Haydi sır gibi saklanıp Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç tarafından açıklanan İstanbul 2020 sloganından başlayalım:
Bridge together.. Birlikte köprü (kuralım)... Kıtalar arasında, dinler, diller, cinsiyetler, ırklar, kültürler, ülkeler arasında iletişim kurmaya, insanlığın birbirini anlamasına, birbirine ulaşmasına, barışa, kardeşliğe uzanan bir köprü çağrısı bu.
Hemen belirtmeliyim ki, derdimi anlatıp yazacak kadar İngilizce bilmeme rağmen hiç iddialı değilim. Daha iyi bilenlerin yanında hep susmayı tercih ederim. Ayrıca bir dili konuşmak ve yazmak farklı, o dilin uzmanı olmak çok daha farklı. Böyle bir çerçeveden bakınca, haddim olmayarak o sloganın başında sanki bir “let’s” sözcüğü eksik gibi duruyor. Daha akademik değerlendirmeyi elbet uzmanlar yapar. Yine de bu sloganın anlaşılır, basit, ama derin içeriği bana sıcak geliyor.
Tokyo’nun sloganı “Discover tomorrow” (Yarını keşfet), Madrid’inki “İlluminati...Future” (Aydınlanma...Gelecek) olarak belirlenmiş. Bizim arkadaşlar da, ben de o kadar beğenmedik. Kolayca, zahmetsiz, geçiştirilivermiş algısı yaratıyor. İçi çok da dolu olmayan bir slogan bu. Kimbilir, belki de bu konuda tarafsız olamadığım için böyle düşünüyorum.
Bridge together sloganı, sosyal medyada hemen eğlenceli dolaşım yarattı. Okunuşundan yola çıkarak “Be rich together!” e çevrilmiş... Türkçesi “Birlikte zenginleşelim” (İsterseniz, malı götürelim, köşeyi dönelim gibi okuyabilirsiniz. Daha da eğlenceli olanı şu: “Be rich to get her” (Kızı tavlamak için zengin ol/ para kazan). Biliyorsunuz sosyal medya gevezeliğin, mavranın en teknolojik alanı. Elbet ciddi görüşler de var. Ama çoğunluk eğlenceye ya da sert tepkilere dayanıyor. Bridge together sloganının twitter ortamında dile dolanması, aslında amaca ulaşıldığını gösteriyor. Ne diyorduk, sosyal paylaşım, işte aynen öyle!
İstanbul 2020’nin Evaluation Commission (EC) önünde verdiği sınava gelince... Ne yalan söyleyeyim, tedirginlik ve kaygıyla beklediğim bu süreç, beklediğimden daha iyi geçti. Her şeyden önce Devlet’in (Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan) gözle görülür biçimde etkin sahiplenmesi, verdikleri mesajlar, IOC’nin aradığı garantileri fazlasıyla karşılayacak değerdeydi. Belediye Başkanı Kadir Topbaş da üzerine düşeni samimiyetle yapmaya çalıştı. Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer’in, Kılıç’ın ricası üzerine sunumlara katılmama kararından vazgeçmesini de sevinçle karşıladım. Hatırlarınız, iki hafta önce bu köşeden (12 Mart/Bir olimpik dilekçe) herkesi egosundan ve kişisel hesaplarından vazgeçmeye çağırmıştım, memnunum.
EC’nin ziyareti sırasında zaman tablosuna yüzde yüz uyuldu. Saat ve program hiç şaşmadı. Sadece Spor Bakanı Kılıç’ın basın toplantısına 11 dakikalık gecikmeyle gelmesi, anlaşılabilir bir şeydir. Ancak yadırganan içerik de var. Sayın Bakan, Türkçe’yi güzel, ama biraz sert tonlamayla konuşuyor. Aradaki çevirilerde bu üslubun dikkat çektiğini söylemeliyim. İngiliz kadın meslektaşımız “Sürekli olarak hak ettiğinizi (deserved) söylüyorsunuz. Biraz daha mütevazı/alçakgönüllü (humble) olabilirdiniz” demek gereği duydu. Hak etmek yerine, istemek, arzu etmek, talep etmek, hazır olduğumuzu anlatmak sözcükleri herhalde daha iyi olurdu. Öte yandan Sayın Bakan’ın 11 defa Başbakan Erdoğan’ın adını zikrederek güzel cümleler kurması da abartılı siyaset örneği olarak dikkati çekti. Evet, siyasetçileri anlayışla karşılıyorum.. Ama daha evrensel, daha sportif dil kullanılabilirdi. Her neyse, o kadar da kötümser ve anlayışsız değilim. Suat Kılıç’ın performansı başarılıydı!
EC önünde verdiğimiz ilk olimpik sınava gelince... Çok korktuğum “kendi ayağımıza kurşun sıkma” olayı (çok şükür) yaşanmadı. Bu sınavı geçtik sayılır. Darısı Buenos Aires’teki büyük sınava!
Aydınlar’a düşen görev
FIFA’nın ‘mükemmeliyet’ belgesi verdiği Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi’nin açılışı beni heyecanlandırdı. Mehmet Ali Aydınlar’a bir kez daha saygı duydum. Çünkü o sadece işi ya da para kazanmayı değil, ama aynı zamanda hizmeti ve ideali de düşünüyor. Kendisini ve çalışma arkadaşlarını kutluyorum. Açılış töreninde Türkiye Doping Kontrol Merkezi’nin askıya alınmış halini anlatarak, ‘Artık bu görev size düşüyor. Acıbadem Üniversitesi kapsamında bir doping kontrol merkezi açmalısınız’ dedim. Meğer çoktan girişimlerde bulunulmuş. Ama bazı engellerle karşılaşmış. Benim tanıdığım Mehmet Ali Aydınlar o engelleri birer birer aşar ve ayıklar. Bu hizmeti de ondan bekliyorum.
Olimpik izlenimler
Sir Craig Reeddie
EC Başkanı, Atatürk Hava Limanı’ndaki karşılamada valizini kimseye taşıtmadı. Protokolun ve görevlilerin ısrarını kibarca reddedip tekerlekli valizi uçaktan otomobile kadar kendi eliyle çekerek bir örneklik oluşturdu.
Shoda
Japon gazeteci. Tokyo, Madrid ve İstanbul’da yüzde yüz gazetecilik ilkeleriyle sorular sordu, notlar tuttu. Soğukkanlı, kolay ikna olmayan, akıllı meslektaş örneği olarak onu takdir ettim. İşte İstanbul için söyledikleri: “Tokyo ve Madrid hazır gibi... Alt yapı sorunları yok. İstanbul’un büyük alt yapı sorunları var. Ancak enerjik, büyümekte olan güvenilen bir ülkenin aday kenti!”
Ali Koç
Tokyo’nun adaylık komitesinde Toyota’nın patronu var. İstanbul 2020’nin arkasında ise iş aleminin en büyük temsilcileri yer alıyor. Ali Koç, Koç Holding adına harika sunum yaptı. Ölçülü, akıllı, net mesajlarla dolu konuşması ikna ediciydi.
Emir Turam
Milli basketbolcumuz, hem spor adamı, hem de akademisyen kimliğiyle iki sunuma katıldı. Olağanüstü bilgili, becerili, hazırcevap ve sevimliydi.
Türk Spor Medyası
Gazeteci, radyocu, televizyoncu olarak eşine ender rastlanır bir dayanışma ve ciddiyetle Tokyo ve Madrid’den sonra İstanbul’da da harika örnekler sergilediler. Rekabeti unutup bilgiyi paylaştılar, görüş alış verişiyle birbirlerine saygı gösterdiler. Rakip kurumlarda olmalarına rağmen birbirlerinin görüntülerini ve fotoğraflarını paylaştılar. Zor ve yoğun gündemde olimpiyat ateşiyle kaynaştılar.
Yaşasın sevgili meslektaşlarım!
Binali Yıldırım
Kabinenin en sempatik üyesi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım dünkü sunumuna kusursuz bir İngilizce ile başladı. Sonra da kibarca, “Bir devlet adamı olarak hata yapmak istemiyorum, izninizle ana dilim Türkçe ile devam edeceğim” diyerek harika açıklamalarla, ikna edici, ılımlı kişiliğiyle takdir kazandı.
Ferit Şahenk
Genç medya patronu medya sunumunda oldukça açık, dürüst, net ve nazikti... Esat Yılmaer, Barbaros Talı ve Emir Turam’dan oluşan medya ekibi de rol çalmadan destek verdi, yol gösterdi. Oturumu başarı ile bitirdi.