İki Beşiktaş var... Birincisi, Lig’deki tüm hedeflerini kaybetmiş, kendi büyüklüğü altında ezilen, hem kendi sahasında, hem de deplasmanda rotasını bir türlü bulamayan Lig’deki Beşiktaş... Öteki de elde kalan son umut kırıntılarıyla Avrupa’ya çıkış yolu arayan Kupa finalisti Beşiktaş...
Konyaspor karşısındaki Beşiktaş, Lig’den ne kadar soğuduğunu, ne kadar isteksiz olduğunu bir kez daha gösterdi. Düşünün, artık kümede kalması mucizelere bağlı Konyaspor bile sürekli hücum arayışları ile oynarken, orta alanda ve savunmada tatlı sert mücadele ederken, Beşiktaş oyunun her aşamasında tel tel döküldü. Güya yıldızlar topluluğu ama, o yıldızları ara ki bulasın...
Hepsi de rotayı şaşırmış, rastgele kör uçuş yapıyor...
Bir ara Quaresma ile Nihat, topu paylaşma ya da paslaşma konusunda birbirlerine girdiler. İbrahim Toraman hırlaşmayı erken bastırdı... Bir ara kaleci Cenk, cezaalanını terk edip uçarak attığı kafa ile golü önledi.
Sıkıcı mücadele
Ekrem ve İsmail, savunmanın her şeyden önce bir disiplin olduğunu unutmuş gibi... Sezon bitiyor, Beşiktaş kademeyi, alan ve adam paylaşımını bir türlü beceremiyor...
Sıkıcı maç beraberlikle bitti... Seyirciye sıkıntı vermede her iki takımın da eşit oranda kusurlu olduğunu anladık böylece...
Bir de Mehmet Sedef... Beşiktaş’ın yuvadan gönderilen çocuğu... Dünkü maçta ne kadar da öfkeli, sert, kırgın ve kızgındı! Necip Uysal’ın kırmızı kart gördüğü pozisyonda, topu bilerek ve isteyerek rakibinin (meslektaşının yani) üzerine (koluna) attı... Bu hareket ne kadar “fair”, ne kadar “kurnazca”, ne kadar “profesyonelce” siz karar verin artık!
Yılmaz (Vural) Hoca, düşerken bile futbol oynatmaya çalışıyor takımına... Futbolcularına en azından kendi kariyerleri için gayrete gelmeleri gerektiğini anlatmış... Onları ikna etmiş...
Tayfur (Havutçu) Hoca ise anlaşılan o ki, Kupa finalinden başka bir şey düşünmüyor... Oysa ligdeki her maçı o final için bir taktik prova olarak değerlendirebilirdi. Hayır, takımı kendi haline bıraktı... Kör uçuş durumu yani!
Neyse... Belki İnönü’deki derbi, futbolu hatırlatır da bu kör uçuş biter, inşallah!