Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş’ın belleğinde kara noktalar vardı... Malmö, Auxerre, Valerenga maçlarında yaşanan şoklar, kuşaktan kuşağa anlatılıyor, aktarılıyordu.
Elbette Carvalhal’in bilmediği, yaşamadığı bir şeydi bu...
Kara noktalardan Q7’nin de haberi yoktu, Simao’nun da, Fernandes, Almeida ve Ernst’in de!
Hepsi İnönü’de yaşanmış şoklardı. Beşiktaş ilk yarıları 2-0, 3-0 önde bitirmiş, devre arasında büyük bir coşkuyla soyunma odasına gitmişti.
Ama sonra olan olmuş, o maçlar uğursuz beraberliklere dönüşmüş, tur hedefi hep Kartal’ın kursağında kalmıştı...
Elbette dünkü Beşiktaş’ın “enternasyonal” yeteneği, geçmişte o şokları yaşayan Beşiktaş kadrolarından daha fazlaydı. Özgüvenleri, ortaya koyup kanıtladıkları kaliteleri vardı.
Ama ah o kalbimizde yaralar açan mazi!
Hiç rahat bırakmıyordu bizi.
25. dakikada Egemen’in Alan’dan bir türlü çalamadığı top, Lima’nın ayağından ağlara gittiğinde hepimiz endişelendik : “Bu gece de mi? Yoksa yine mi!”
Beşiktaş’ın Portekiz’de elde ettiği 2-0’lık inanılmaz galibiyetin üzerine gölgeler düşüyordu. Carvalhal yine santrforsuz, kontrol ilkesine dayalı bir on biri sahaya sürmüş, ne var ki ilk 10 dakikadan sonra Braga’nın baskısı bunaltmaya başlamıştı... Fernandes topla bir türlü buluşamıyor, Ernst’in top kayıpları saç baş yolduruyor, savunma dengesi sık sık bozuluyordu...
Braga golü attıktan sonra Carvalhal, ilk maçta başarıyla uyguladığı bu taktiği terk etti... Necip’i çıkarıp Almeida’yı oyuna sokarak topu hücumda tutmayı, oyunu rakip yarı alanda oynamayı düşündü. Doğru bir tercihti bu. Fernandes, Quaresma, Almeida üst üste pozisyonlarla golü aramaya, rakibi tehdit etmeye başladılar. İkinci yarıda oyun tam bir “dalaş”a dönüştü. Beşiktaş korktuğuna uğramamak, Braga da maçı uzatmaya ya da tura götürecek “devam golleri”ni bulmak için ölesiye mücadele ettiler. Arada Tanju Kaplan’ın sakatlanması endişeleri arttırdı... Neyse ki deneyimli Ekrem, sol kanatta hem savunmayı, hem de hücumu gayet başarılı biçimde gerçekleştiriyordu.
Oyunun son on dakikası korku tünelinde soluk kesen bir macera gibiydi...
Neyse ki bitti!