Bol içerikli bir maç izledik. Hemen açıklamakta yarar var. Bu maçın içeriği futbol felsefesi, teknik ve taktik zenginlik ya da bireysel beceriye dayanmıyor.
Hakem Tolga Özkalfa öyle kararlar verdi ki, koca haftayı kurtarır. Televizyon programlarında yerli yabancı hakem hocalarının, taraflı tarafsız yorumcuların ağzından bal değil, kan damlar. Yorumlardan yorum beğenin artık, keyfinize göre...
Maçın tabelaya dayalı ilk yorumunu yapacak olursak.
Hedefi olan koşan, zirveyi kaybetme korkusuyla gerilen, ama o adrenalinle gücü ve verimliliği artan takım Trabzonspor’du.
Yarım asrı çoktan geride bırakan ligimizde görüldü ki bu tür maçları “ihtiyacı ve hedefi olan” takım kazanır.
Dahası, ortam gerildikçe Trabzonspor’un motivasyonu arttı. O gerilimden beslenerek, hem dayanışma duygusuyla, hem de isyan duygusuyla kazanma istekleri arttı. Kazandılar.
Beşiktaş açısından bu maç en başta Schuster (ve futbolcuları) sayesinde bir zirve mücadelesi olmaktan çıkmıştı. Hedef bölgesinin dışına düşmüşlerdi. İnönü, Beşiktaş için artık horozun çöplüğü de değildi.
Portekiz Çetesi, ağırlıktan, yavaşlıktan, formsuzluktan, arka adale sendromundan ve nihayet bağırsak enfeksiyonundan zaten dağılmıştı. Oysa Trabzonspor koşuyordu.
Hakem kararları maçın akışını etkiledi.
Beşiktaş, Serkan’ın kırmızı kartından sonra Sivok atılana kadar tam 26 dakika 11-10 avantajıyla oynadı. O avantajla Bobo’nun golünü buldu ama, Sivok atılmadan az önce Trabzonspor Ceyhun’la 1-1’i yakalamıştı.
Susma hakkımı kullanıyorum!
Özkalfa’nın ilk kırmızı kartından sonra Schuster, Fernandes’i dışarı alıp Nobre’yi hücum hattına sokarken, orta alanın merkezinde Necip’i tek bıraktı. Buna karşılık Şenol Güneş, Piotr’u sol kanattan sağ beke taşıyabildi. Oyuncusunun her iki kanatta her iki rolü de üstlenebilmesi onun şansıydı. Verimsiz Jaja’yı dışarı alıp Selçuk-Colman ikilisini Ceyhun’la güçlendirirken takımın ofans defans dönüşümünü buradan doğru biçimde kurguladı.
Şenol Güneş, bu maçta bir kritik karar daha verdi. Hakem aldatmadan sarı kart gören, tribünlerle arasında hır çıkan Burak’ı beklenenin aksine oyunda tuttu. Onun öfkesinden, enerjisinden, kazanma hırsından ve zekasından yararlanmayı tercih etti. Bir kumar oynadı ve kazandı!
Oynadıkları oyuna zirvede tutunma ve dayanma isteklerine saygı duyarak Trabzonspor’u kutluyoruz..
Schuster ve ekibine fazla sözümüz yok. Artık bildikleri gibi oynasınlar.
Hakemin kararları mı ?
Susma hakkımı kullanıyorum!