Kazım Kanat ve Alpaslan Dikmen... İkisi de dostumdu. İkisini de sonsuzluğa yolcu ettik. Hem de bir bayram arefesinde... Spor dünyasının rekabetten çatışmaya dönen, ayarını kaybeden dinamizmi, bu iki dostun ölümü ile biraz olsun insanlık ikliminin havasını soludu. Acılar paylaşıldı. Dostluklara, sevgi ve saygıya hayatımızdaki öncelikleri iade edildi.
Huzur içinde uyusunlar. Giderken bize insan olduğumuzu hatırlattılar.
Maça dönersek...
Anlaşılan o ki Galatasaray, balansı bozuk, dengesiz bir takım olarak tamamlayacak bu sezonu...
Savunması bir türlü güven vermiyor. Meira’nın katılımına, İtalyan kalecinin tecrübeli ustalığına rağmen... Zoraki sağbekle (dün Hasan Şaş) oynuyorlar. Servet de, Euro 2008 sonrası bir türlü beklenen formunu bulamadı. Linderoth ve Mehmet Topal’sız bir orta alan da oyunda gereken dengeyi bir türlü sağlayamıyor. Ayhan gibi olgun bir ustaya rağmen bu böyle.
Takım savunmasının arızalı hali bununla da sınırlı değil. Kewell, Arda, Lincoln ve Baros zaten defterlerinde savunma kavramı yazılı olmayan adamlar.
Bu durum Konyaspor gibi bir takım karşısında hiç de dikkat çekici olmayabilir. Hatta şu goller ve golcüler dizisinde Galatasaray’ın geleneksel hücum karakterine çok uygun bir kadro yapısına kavuştuğunu da söyleyebiliriz.
Peki zorluk derecesi yüksek maçlarda nasıl bir Galatasaray izleyeceğiz?
Bilemem. Ama herhalde dünkü gibi olmamalı. Savunmanın kuşkulu haline karşılık hücumda evet, coşkulu bir takım var karşımızda.
Baros, Lincoln ve Kewell ustalıkla sıraladılar gollerini... Arda ile birlikte bu dörtlü, oyunu zaman zaman eğlenceye dönüştüren beceri örnekleri sergilediler. Attıkları gollerle gerçekten coşku yarattılar.(Tam da Alpaslan’ın istediği gibi!). Aralarında müthiş bir uyum var. Aynı dili konuşan, aynı duyguları paylaşan ve empati oluşturan bir dörtlü bu... Daha çok gol de atarlar, hep birlikte gösteriye devam ederler. Ümit Karan ve Nonda’yı da gaza getirip forma rekabetini doruğa taşıyabilirler.
Galatasaray, ilk yarıda kanatları kullanamadı. Mehmet Güven’in kararsız ve tedirgin oyunu nedeniyle hücumda etkili oyun kuramadı. Skibbe’nin, Volkan’ı oyuna alarak Hakan Balta’yı orta alana taşıması oyunda beklenen akıcılığı, kanat hareketlerini ve hücum etkinliğini artırdı.
Konyaspor, Fahri Tatan, Şener Akşaroğlu, Mehmet Çoğum, Da Silva ile ilk yarıda oyunda denge sağlayan bir konuktu. Ama ikinci yarıda Galatasaray’ın çabuklaşan, zenginleşen ve etkisi artan oyun kalitesi karşısında dayanamadılar. Teslim olmak zorunda kaldılar.