Evet, Beşiktaş değişiyor... Aybaba’dan Bilic’e, Hilbert’ten Serdar’a, Toraman’dan Atiba’ya, değişen aktörlerle birlikte ligin senaryosu da yenileniyor. Heyecanla, merakla izlenen bu filmde göze çarpan en önemli değişiklik, geçen sezon başında “coşkuyla” oynanan oyunun, bu yıl “kuşkuyla” gerilime dönüşmesi... Bilic’in senaryoda yapacağı değişiklik de endişeyle bekleniyor.
Kayseri Erciyesspor, Süper Lig’e dönerken, Gençlerbirliği’nden (Cem Can, Azofeifa, Vleminckx) ve Trabzon’dan gelen Yasin, hem akıl, hem tecrübe, hem de beceri tedarik etmiş. Fuat Çapa’nın ucuz ve uygun transferlerle oluşturduğu kadro dün kendi seyircisi önünde Beşiktaş’ı çok zorladı. Belki büyüklerle baş etmesi zor bir ekip ama Erciyesspor, bu ligde “kalıcı” mesajlar veriyor.
Beşiktaş iki kez geriye düşmesine rağmen maçı 2 farkla kazanıyorsa, elbette futbolcuların emeğine saygı duymak gerekir. Ancak savunmada iki bekin kademe hataları, orta alanda ve kanatlarda oluşan sorunlarla nasıl boğuşacak, merak ediyoruz.
Beşiktaş’ın oyun lideri ve beyni Fernandes... Zaman zaman yalnız kalıyor. Olcay’la, Gökhan’la, Atiba’yla senkron tutturamıyor. Hemen her topun Fernandes’le buluşması, kurgunun Portekizli’den başlaması, Bilic’in takımında da yaratıcı oyuncu sıkıntısına dönüşüyor. Rakip takımların fiziksel direnişi ve taktik beceriler ile Beşiktaş’ın savunma zaafları birleşince ortaya sıkıntılı görüntüler çıkıyor. Beşiktaş’ta yuvaya dönen Serdar, Atiba’nın penaltı yapmasına yol açan bir müdahale ve kademe hatasının baş aktörü. Orta alanda da top kayıpları Beşiktaş’ın kontralara yakalanmasına neden oluyor. Anlaşılan o ki, Bilic’in işi çok zor ve bu takımın Avrupa’da da ilerlemesi kolay olmayacak!
İki maçta 6 puanı yakalayıp liderliği ele geçirmek başarıdır elbette. Ancak bu başarı temel sorunları unutturmamalı.
Bilic’in verimsiz oynayan Olcay’ın yerine Muhammed’i oyuna alması bir cesaret örneği. Bu yıl birçok takımda genç kahramanlar göreceğiz. Ancak milli takım seviyesine yükselmiş Oğuzhan’ın uzun süre kulübede oturmasını yadırgıyoruz. Sorun her ne ise Bilic onu da çözmeli.
Tolga Zengin’in ilk yarıyı özveriyle tamamlayıp devre arasında hastaneye gitmesi hepimizi üzdü. Geçmiş olsun Tolga, çabuk dön e mi!