Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce masaldı. Sonra kâbus ve işkenceye döndü. Umutlarımız, hayallerimiz üç dakika içinde söndü.
Galatasaray hedefini şaşırdı. Yolu ve rotayı karıştırdı.
İhtirasını taşıyamadı.
Kolay bulduğu gollerden sonra çok kolay goller yedi. Hem de bir gol daha atabilmek için yanıp tutuşurken, rövanş gecesini masala dönüştürürken...
Olmadı.
Eksikli- noksanlı kadro, bir de uyumsuz ve dengesiz oynayınca cehennem azabı çektik topluca.
Şimdi Ali Sami Yen’i rakip takımlar için cehennem ilan eden ve “ Welcome to the hell” (Cehenneme hoşgeldiniz) pankartları asanlara sormak gerekiyor: Ali Sami Yen kimin cehennemi ? Bizim mi rakiplerimizin mi ? Belleğimde Werder Bremen’le başlayıp Roma ve Chelsea ile devam eden, Steaua Bükreş’le asla unutamadığımız öyle acılı,öylesine azaplı maçlar var ki, bu cehennemin tapusunu kime çıkarırız, artık bilemiyorum.
Servet, Emre Aşık ve Meira’nın şu ya da bu nedenle yokluklarını örtemedi Galatasaray. Kewel’ın samimiyetine sorumluluk alma isteğine, profesyonelliğine şapka çıkardık. Ama maçı 2-2’ye getiren iki HSV golünde de kendisinden beklediğimizi yapamadı.
Maçın elimizden kayıp gitmesine neden olan asıl arıza orta alanda yaşandı. Barış, baştan beri ayağına gelen her topta ekstra işler yapıp enstantane oluşturma hırsına kaptırdı kendini... Daha goller gelmeden önce yüreğimizi hoplatıyordu. Yenilen iki golde de payı ve hatası var. Birinde panikle şuursuz top kullanması, ikincide Guerrero’yu kovalarken faul yapma kolaylığını bile düşünmemesi ile...
...Ve Cassio Lincoln... Dün kulübede bile oturtulmayacak kadar kopmuştu. Bir yabancı gibi dolaştı durdu. Ne sorumluluk almak, ne liderlik üstlenmek, ne savaşmak ne de kendini göstermek...
Acaba niye böyle oynadı? Bülent Korkmaz’ın Hamburg-Trabzon hattındaki davranış ve uygulamalarından mı? Aralarındaki diyalogla uzlaşamadıklarından, anlaşamadıklarından mı?
Bilemem. Ama bir şeyi biliyorum.
Galatasaray-Lincoln... Ya da Bülent Korkmaz-Lincoln... Artık her ne ise... Lincoln kopmuştur. Vazo kırılmıştır. Kırık vazonun hesabını Galatasaraylılar kendi içlerinde yapabilirler. Ortadaki gerçek şu: Lincoln krizini belli ki iyi yönetememişler.
Korkmaz’ın duruşunu beğendik tamam da, adamı kaybettikten sonra, adamın niyetsizliğini bitirmedikten sonra durmuşsun, durmamışsın kaç para!
Oysa çok güzel iki golle uçuyorduk. Arda’nın iki golde de olağanüstü katkısı, yaralı bacağına rağmen kendini adarcasına yaptığı bir şiirsel gösteri vardı, arada güme gitti o güzellikler. Sabri’nin, Baros’un gayretleri de öyle.
Kadıköy yolunda lastik patladı. ...Ve istepnesiz yola çıkan yüreklerimiz karşıya geçemeden yolda kaldı!