Ankaragücü, 100 yılı geride bırakan tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşıyor. Kulübü bu hale getirenlerin yave yapmaktan başka hiçbir etkinliğine tanık olamadık.
Ziya Doğan hoca ile yollar ayrılmış... Tabiri caizse, “cenazeyi kaldırma işi” Hakan Kutlu’ya ihale edilmiş... Yuvanın çocuğu olmak bazen böyle çile çekmeyi de yaşatıyor, ne yapalım.
Oyuncularının çoğu paralarını alamadığı için serbest kalıp yuvadan uçmuş bu takımı TFF hala ligde tutmaya devam ediyor... Neden acaba? Genel kurulda kulis yapacak delegelerini kızdırmamak için mi ?
Bunları dile getirdiğim için hiç kimse kızmasın...
Ankaragücü’ne saygı duyuyorum... Kurtuluş Savaşı’nda bile spordan asla ödün vermeyen insanların emeğine ve sevgisine toz kondurmam! Keşke bugünkü yöneticileri de öyle yapsalardı.
Maça dönersek...
Ankaragücü Spor Kulübü’nün internet sitesinde inanılmaz bir dağınıklık ve savrukluk söz konusu... Örneğin 19 yaşındaki Mehmet Taşçı oyuna girdiği sırada listeye baktım, adı yoktu. Sonradan kadroya yeni katıldığını öğrendim. Bilal, Gürkan, Gökhan, Turgut Doğan Şahin... Çocukların hiçbirinin istatistiği yoktu o sitede... Örneğin Gürkan’ın kişisel bilgileri verilirken, “oynadığı mevkisi: bilinmiyor” deniliyordu.
Şimdi genç Gürkan’dan yola çıkarak, endüstriyel futbol çağımızda muhteşem marka değerinden (!) de esinlenerek tüm Türkiye’de hakkı verilmeyen, adam yerine konmayan ama sportif heyecanından ve onurundan da asla vazgeçmeyen emekçiler adına Ankara’da bir “meçhul futbolcu anıtı” yapılmasını öneriyorum.
Anıtın yer tahsisini de Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek yapar herhalde!
Bu maçın Beşiktaş yanına bakacak olursak...
Beşiktaş, eveliyor, geveliyor, topa sahip oluyor, ama bazen oyunu kuramıyor, bazen de kurduğu oyunda golü bulamıyor. Simao da döndü ya, takımın çeki taşları çoğaldı.
Sivok, Egemen, Fernandes ve Ernst dışında işini ciddiye alan biri var mıydı ?
Evet, vardı... Mustafa... Ama onu da Carvalhal ciddiye almadı. Çocuk sağ tarafta, kaleye uzakta... Kalenin ağzında Almeida var... Santrfor değil, o haliyle yürüyen çuval...
Carvalhal’ı elbette seviyoruz, saygı duyuyoruz... Ama Mustafa’yı çıkarıp yerine bir başka yürüyen çuval Edu’yu koymanın mantığını da asla anlayamıyoruz.
Her neyse... Olur böyle şeyler...
Beşiktaş elastik bir takım...
Bazen büyüyor, bazen küçülüyor!.. Alışalım! Ama önce Ankaragücü’nü, direnen, dayanan meçhul futbolcularını alkışlayalım!