Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Basındaki meslektaşların yazdığına göre Rijkaard, transferin son gözdesi Misimoviç’e daha büyük sorumluluklar yüklemiş... Kendisinden beklentilerini sıralamış...
Biz de o haberlerin etkisiyle Misimoviç’i izledik özellikle...
Baros’un hat trick (üçleme) yaptığı maçta O’nun katkısı yoktu. Misimoviç oyun alanında, “gidici” gözüyle baktığımız, geçinmeye de pek gönlü olmayan Elano kulübede öylece duruyorlardı işte...
Ama Galatasaray durmadı.
Sağdan soldan kanatlardan öylesine iştah ve kararlılıkla saldırdı ki, daha ilk dakikada inanılmaz bir gol kaçıran Baros bile hayatının en kolay (ve de şık) gollerini attı.
Bu oyunda Galatasaray savunmasının “sağlam” oynadığını söyleyebiliriz. Belediye’nin golü fişek gibi bir duran toptan geldi.
Orta alanda savunmanın hemen önünde Ayhan ve Lorik Cana (sonradan Barış) da rizikosuz, sade ve güvenli oyunu tercih ettiler.
Ama Serkan Kurtuluş, Pino ve Aydın fazlasını istiyorlardı. Aşk ve şevkle hem tempoyu yükselttiler, hem de Baros’un ayağına uygun gol pozisyonları yarattılar. Baros’un ilk golünde Serkan’ın , üçüncü golünde de Aydın’ın asistleri çok şıktı. Baros’un yere düşerken çok iyi bir görüş ve çabuklukla attığı golde genlerindeki “golcü” özelliklerinin en seçme örneklerinden biri oldu.
Bu maçta Rijkaard’ı da dikkatle izleyip maça elini değdirip değdirmediğine bakacaktım.
Hayır, ona da gerek kalmadı. Çünkü Büyükşehir Belediyespor, büyük hemşehrilerinden Fenerbahçe ve Beşiktaş’a yıllardır kök söktürürken Galatasaray karşısında aynı varlığı ve direnci gösteremiyordu. Bundan fesat yorumlar çıkarmaya hiç gerek yok. İstatistikler böyle söylüyor. Abdullah Avcı ile futbolcuları da dün istatistik tablosuna uyumlu bir katkıda bulundu o kadar!
Galatasaray’ın dünkü galibiyetinde takımın yerli mayasının büyük rolü olduğunu düşünüyorum. Hepsi de işlerini ciddiye aldılar. Yabancıların da bu duruma itirazı yoktu elbette, yerli arkadaşlarına ayak uydurdular. Rijkaard da futbolcuları da sıkıntıları aşmış gibi göründüler.
Gelelim Misimoviç’e... Takım kimyasında henüz etkili biçimde yer aldığını göremiyoruz. Belki zamanla daha uyumlu olacak.. Şimdilik Elano’nun kendini dışlanmış hissetmesine katkısı, takım oyununa katkısından daha fazla! Oysa Galatasaray’ın daha farklı ve başka şeylere de ihtiyacı var. Acaba Misimoviç takım kimyasına uyacak mı ? Yoksa Elano gibi mi olacak ? Öyleyse, eyvah!