Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık söyleyelim. Fenerbahçe’nin üç adamına hem alkış hem saygı borcumuz var. Çünkü onlar, hem birbirlerine hem formalarına hem de oyuna saygı göstererek her maç değişmeyen istek ve enerjiyle görev borçlarını ödüyorlar. Kuyt, Sow ve Webo, Fenerbahçe’nin son yıllarda yakaladığı en değerli, en uyumlu, en etkili ve en verimli üçlüsü onlardan oluşuyor.
Akhisar Belediyespor sanki miniklere futbolun nasıl oynanıp, nasıl oynanmayacağını gösteren laboratuar takımı gibi. Evet, Sonko ile topları iyi kesiyorlar. Kenan, Merter, Emin ve Sertan (sonradan Giray ve Bruno) orta alanda kaptıkları topu çok güzel paslarla, biraz da yavaşca ileri taşıyorlar.
Bunlar güzel. Ama bir takım tüm umudunu yorgun emektar Gekas’ın ayaklarına bağlarsa, o orta alandaki oyun başka türlü olmalı. Gekas’ı doğru dürüst, etkili biçimde pozisyona sokamadılar. Kanattan top taşıyamadılar. Duvar pası yapacak biriyle de Gekas’ı eşleştiremediler. Ne yapsın Yunan golcü. Hem gurbette yalnız, hem de saha içinde!
Fenerbahçe’ye dönersek, Lazio maçı öncesinde sakatlara, cezalılara rağmen iştah ve enerji gösterdiler. Savunmada zorlanmadan, orta alanda akıllı ve sakin bir oyunla öndeki üç adama topu atıp gövde gösterisi yaptırdılar. Fenerbahçe’nin kanatları çalışmadı. Baroni ve Meireles, düşük oktavlı bir katkının ötesine geçemedi. Mehmet Topuz ve Caner oyunun tümüne katılamadı. Ama eğri oturup doğru konuşalım. İlk golde Mehmet Topuz’un sol ayakla yaptığı orta çok etkili. Buradaki soru asist üzerine sorulmalı. O golün asistini kime yazalım? Mehmet Topuz’a mı? Topu elinden kaçıran kaleci Oğuz’a mı? Yoksa kendi kafa vuruşunu öfkeli bir şutla tamamlayan Webo’nun kendisine mi? İsteyen dilediğine yazsın.
Mehmet Topuz’un yerine giren Orhan Şam da abisinden geri kalmadı. O da Sow’a asist yaptı. İki golde de Fenerbahçe’nin ekmeğini yemiş Oğuz’un hatası var (Kimse de buzağı aramasın).
Tabelanın ötesinde bence maçın en önemli adamı Kuyt’tı. Dürüst bir samimiyetle tecrübesini, bilgisini, becerisini ve enerjisini takımı ve arkadaşları için harcadı. Orta alanda, ileri uç ve kale arasında gitti geldi. İnsan hiç mi ellerini bellerine koymaz? Hiç mi durup soluk almaz? Hiç mi sıkılıp biraz zihinsel paydos almaz? Hayır. Kuyt’un kitabında böyle şeyler yok. O tam anlamıyla ‘full time’ futbolcu (Ne de olsa Hollandalı).
Kocaman, Lazio maçı öncesi sıkıntısız, tasasız doksan dakika yaşadı. Ama canımı sıkan bir şey var. Caner’i oyundan alırken, kulübeden önce nezakete davet etmeli... Ayıp etti!