Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ne diyordu? Futbolda ideal koşu mesafesinin her takım için maç başına 125 kilometre olduğunu söylüyordu. Onun bu sözleri üzerinden yaklaşık üç yıl geçti, Süper Lig’de hemen her takımın koşu mesafesi yükseldi.

Bugün, Süper Lig için ortalama mesafenin 115 kilometre olduğunu söylüyor. Standartları sürekli yükseltiyor.

Aykut Kocaman, Lig Radyo’da Mehmet Ayan’la konuşurken savunmanın önemine dikkat çekiyor: “Pinpon oynarken, bilek güreşi yaparken bile savunma yapmak zorundasınız.” Ancak yine de “savunmacı teknik adam” tanımlamasına itiraz ediyor. Hakkında olumsuz algı yaratıldığını düşünüyor. Kocaman geçen yıl, 3-0 kaybettikleri Kayseri Erciyes maçından sonra oynayan değil, bozan futbola dönmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.

Haberin Devamı

Kocaman’ın Konyaspor’u bu yıl kuruluşundan beri belki de en asude dönemini yaşıyor. Kümede kalma-düşme-geri dönme telaşının dışında hedefi olan “stratejik” bir ekibe döndürmüş Konyaspor’u... Savunmada top kazanıp orada hücum inşa etmek üzerine denemeler yapıyor, futbolcularını bu felsefeyle motive ediyor, hazırlıyor. Transferden söz ederken, “Skubiç’i bu anlayışa uygun olduğu için aldık. Onun takıma katılmasıyla Ömer Ali de ideal yerine döndü. Şimdi sağbekten kazandığı deneyimle oyunu iki yönlü oynama becerisini geliştirdi” diyor.

Aykut Kocaman, Fenerbahçe yıllarında şampiyonluğu kazanıp, zirve mücadelesini sürdürürken, hep “antrenör takımı” kavramını dile getirdi. Alex’le yaşanan sorunlu süreçte de, sonrasında da bu kavramın içini doldurmaya çalıştı. Antrenörün belirlediği oyun felsefesi, oyun taktiği, takımın temel stratejisi, oyuncuların bu anlayışa uygun olarak alışması, hazırlanması, mücadele etmesi. Bireysellikten uzak takım oyununun parçası olması Kocaman’ın öne aldığı, önemsediği konulardı.

Şimdi görüyoruz ki Torku Konyaspor, tam anlamıyla bir antrenör takımı. O stadı kişilikli oyunla, seyirciye keyif ve güven veren sonuçlarla dolduruyorlar. Bu alışveriş her iki tarafı da mutlu ediyor. Torku Konyaspor, kupadan da, ligden de Avrupa’ya uzanarak büyüme sürecine giriyor.

Haberin Devamı

Aykut Hoca mı?

O zaten hep Kocaman!

Yorgun başkan dinlen biraz!

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, hayatının en yoğun, en yorgun dönemini yaşıyor şu sıralar... Bir yandan takımının şampiyonluk mücadelesi, bir yandan da yeni stadın açılış telaşesi...

Elbette kolay değil... 100 milyon dolara mal olmuş stadı hayalden gerçeğe taşımak, bilgi, beceri, kaynak, koordinasyon, emek ve enerji ister. Yıpratıcı, yorucu, zaman zaman bunaltıcı bir büyük iştir bu.

İş yapan insanların da hata yapması doğaldır. Hele yorgunluğun tavan yaptığı nefes alamadığınız günlerde öfkenizi de dilinizi de kontrol edemezsiniz.

Fikret Orman, Vodafone Arena’daki muhteşem açılış maçından sonra olaylara değinirken, “Çok asılan bir Bursaspor vardı sahada. Hamza Hoca da enteresan şekilde, çok istekliydi” dedi...

Ne kadar yanlış, ne kadar kırıcı bir ifade bu... Sevgili Başkan önceki haftalarda da kırgınlıklarını, kızgınlıklarını ifade etmekten geri durmadı. Alınanlar, darılanlar oldu.

Şimdi ellerine, emeklerine, çabalarına sağlık derken... Bir öneride bulunayım: Tamam Başkan, dinlenmeyi hak ettin!. Haydi biraz sus artık!

Haberin Devamı

Derbi...Derbi...Derbi...

Fenerbahçeli ve Galatasaraylı dostlarım, ayrı ayrı mekanlarda aynı şeyi tekrarlıyorlar hep: “Biz (bugünkü) maçı kazanamayız!”

Bir taraf antrenörüne, öteki taraf da futbolcularına güvenemiyor. Yapmayın arkadaşlar... Enseyi karartmayın!

Stat ve siyaset

Zeynep Miraç kardeşimiz, Vodafone Arena’nın ilk temelinin atıldığı 1939 yılından beri siyasetin etki alanında kaldığını belirterek bugüne gönderme yapıyor.

Yıllar boyu Mithat Paşa, Dolmabahçe, İnönü adlarıyla Türk futbolunun beşiğini sallayan stadın siyasetin değil, devletin kontrolünde kaldığına inanırım ben. Zaman zaman siyasi tercihlerle adı da değiştirilmiştir. Ancak 1974’de Ecevit Hükümeti’ni yıpratmak için Tercüman gazetesinin önerisiyle İnönü adını alması biraz abartılı bir yorum gibi geldi bana... O stadın İnönü’ye dönmesi, mesleğimizin ölümsüz ustalarından Necmi (Tanyolaç) Abi’nin tümüyle tarihe ve sportif saygıya dayalı “Geriye dön, İnönü Stadı’na marş marş!” yazısıyla gerçekleşmiştir.

İnönü’ye ve Tanyolaç’a saygıyla!