Mustafa Hoca kehanet sezonunu kapatabilir. Artık ne 32. haftanın önemi var, ne de lig sonundaki Bursaspor yolculuğunun.
Ama ille de yolculuk varsa kaderde, Beşiktaş tüm hücumcularına bilet kesebilir.
Bir takım onca korner kullanıyor, özellikle sol kanattan hırsla, hışımla topu havalandırıyor ve bu fırsatların hepsini rakip stoperlerle kaleci Onur savuşturuyorsa, hücumcularının tümünü sorgulaması gerekir. En başta da Bobo olmak üzere...
Evet, zor bir maç oldu. Her iki takım için... Kalecilerin ve savunmacıların son sözü söylediği, forvetlerin şanssızlık, beceriksizlik kulvarlarında koştuğu bir maçtan gol çıkması, rastlantılara kalırdı.
Hakçası söyleyelim, hem ev sahibi, hem de konuk takımın savunmacıları işi rastlantıya bırakmayacak kadar dikkatli ve disiplinli idiler.
Şenol Güneş, bu maça gelirken beraberliğe elbette razıydı. Çift santrforla (Umut ve Teofilo) oyuna başlayıp ikinci yarıda orta alanını tahkim etti. Ama oyuna giren Ceyhun, Kolombiyalı’dan daha çok şut attı (3)... Trabzonspor savunması, tümüyle başarılıydı. Serkan’ın sık sık hücuma çıkması, Beşiktaş’ı sık sık sıkıntıya soktu.
Dün beraberliğe asla razı olmayacak hoca, Mustafa Denizli ve takımı Beşiktaş’tı. Ne var ki onca savunma güvencesine rağmen ofansif zenginlikten ve derinlikten yoksundular. Yusuf, ilk yarıda sol kanatta sıkışıp kaldı. Top kayıplarıyla hayal kırıklığı yarattı. İkinci yarıda Yusuf’un kanattan içeri dönmesi, Beşiktaş hücumlarını artırdı. Ne var ki Bobo, maçın en soğuk adamıydı. Uğur, Ernst, Fink de hücuma destek verdiler ama hiçbiri Toraman kadar çabuk, istekli ve araştırıcı değildi. Beşiktaş’ın gayretleri, amacını taşımaya yetmedi. Denizli’nin Nobre ve Serdar Özkan hamleleri de sonuç getirmedi. Holosko’nun da dünkü maçın en az 1 saatini (60 dk) adeta saklanarak geçirdiğini gördük... Malum ya, o da Güney Afrika yolcusu!
Beşiktaş için şampiyonluk olasılığı kağıt üzerinde hesaplanabilir ancak. Mustafa Hoca’ya yapıştırılan “şanslı” kimliğinin de artık o kadar belirleyici olacağını hiç sanmıyorum. Endüstriyel futbolda şampiyonluğu kaçırabilirsiniz... Ama Şampiyonlar Ligi’ne bilet bulamamak gerçek bir başarısızlık olacaktır...
İnönü’deki ev sahibi işte o lig ikinciliği için dahi umut veremedi.
Dünkü maçta üç penaltı tartışması var... Uğur İnceman - Burak Yılmaz ilişkisi, Egemen’in İbrahim Toraman’a müdahalesi ve maçın sonlarına doğru topa uzanan eli... Bünyamin Gezer, ikisini de kayda almadı... Tam polis duruşu: Aman bir tatsızlık çıkmasın!