Arjantin - İran ilişkileri, aradaki okyanusa rağmen çok yakın ve sıcak... İran’ın ilk nükleer yatırımlarında Arjantin’in ciddi yardımı ve katkısı var. Öte yandan Arjantinli genç kızla İranlı delikanlının aşkını, farklı kültürleri karşılaştırarak anlatan bir de belgesel yapmışlar.
Futbolda Dünya Kupası’nın en renkli taraflarından biri akla gelmeyecek eşleşmelerle farklı kültür ve coğrafyaları buluşturması.
Doğrusu, en sıkıcı maçlardan birine tanık olduk. İki Dünya Kupası kazanmış Arjantin, gelmiş geçmiş en büyük futbolcu olarak gösterilen Messi’li kadrosuna, Di Maria, Mascherano, Higuain ve Aguero gibi yıldızlarına rağmen yavaş futbol oynuyor. Delici ve yaratıcı hamleler yapamıyor. Higuain, Real Madrid’den ayrıldıktan sonra beklenmedik biçimde inişe geçmiş. Böyle olunca Messi’nin de canı sıkılıyordur elbet... Kendini yalnız ve çaresiz hissediyordur zaman zaman. Ama unutmamalı, o kendini çaresiz hisseden adam, bizatihi takımının çaresi! İran karşısında daha çok pas yaptılar, daha çok gol pozisyonuna girdiler, daha çok korner, frikik attılar. Ama bekledikleri golü bir türlü atamadılar. İran santra çizgisinin gerisine 5, önüne de 5 adam dizerek acaip bir alan savunması yaptı. Yine de üç önemli gol fırsatı yakaladılar. Reza ve Dejagah’la yararlanamadılar. İstatistiklere göre İran, Arjantin’den daha çok koştu, maç bitmeden çok önce 100 kilometreyi aştılar. Arjantin, 90. dakikaya kadar 93 km. ancak koşmuştu.Tam da esneyerek izlenecek bir maçtı ama, insanlar Messi’nin ille de bir şey yapacağını bekliyorlardı. Higuain, Agüero çıktıktan sonra Arjantin biraz daha üretken ve baskılı oynamaya başladı. Nitekim 90. dakika biterken Messi, Lavezzi’den aldığı topu o muhteşem soluyla ustaca havalandırıp uzak köşeye gönderiverdi. (İran’ın en iyisi kaleci Hagighi’ye de yazık oldu bu arada) Orta alanda ve savunmada ayaklarına yapışan, itip kakan o kalabalığa hiç girmeden topla ağları buluşturdu.
Arjantin finale çıkar mı ? Doğrusu, Almanya ile final oynamalarını bekliyordum. Şimdi o kadar ışık vermiyor ama... Orada Messi var!