Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ziraat Türkiye Kupası’nın özellikle “eleme” turlarında, unuttuğumuz bazı gerçekler gün ışığına çıktı: Her maç önemlidir. Oyuna ve rakibe saygı göstermeyen kaybeder!
Sporun bu temel felsefesine en uygun oynanan maçlardan biri Antalyaspor-Beşiktaş karşılaşması oldu.
Her iki takım da maça gereken önemi verdiler. Oyuna ve rakiplerine saygı gösterdiler.
Küçük rotasyon denemelerinden bile çabucak vazgeçtiler.
Antalyaspor, ligde yine kendi evinde oynarken 5-3’lük yenilgiye uğramış, liderliği ele geçirme tutkusuyla savunmayı unutmanın bedelini fena ödemişti. Dün daha kontrollu, rakibini bekleyen ve Beşiktaş’ın geride bıraktığı boş alanları doldurmaya çalışan bir oyunu sergiledi ev sahibi... Beşiktaş açısından sıkıntılı bir maç oldu. Savunmada hem takımca hatalar yaptılar, hem de kaleci Cenk dahil bireysel falsolarla rakiplerinin ekmeğine yağ sürdüler. Kaleci Cenk, ilk golde blokajı değil, yumruğu tercih edince Murat Duruer’in golü geldi. Bu golle uyanamadı Beşiktaş... İki dakika sonra Ömer Şişmanoğlu kesti faturayı...
Beşiktaş için geri dönüş o kadar kolay değildi artık... Uyandılar, Holosko ile de golü buldular ama yetmedi.
Maç 2-1’e dönüştükten sonra tadından yenmez oldu. Beşiktaş üst üste gol pozisyonlarına girer akıl almaz fırsatları kaçırırken Antalyaspor da net kontralar yakaladı.
Samet Aybaba, Olcay ve Necip’i oyuna alarak takımına biraz olsun denge kazandırmaya çalıştı. Sonradan Batuhan’ı da dahil etti arayışlarına. Ancak kalabalık savunma içinde Beşiktaş’ın golü bulması o kadar kolay değildi. Mehmet Özdilek ise kazanma iradesini Diaarra’yı sahaya sürerek deklare etti. Tita ve Mehmet Eren’le savunmayı tahkim ederek turu geçti.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Mehmet Özdilek’in özellikle Beşiktaş’a karşı kazanmaya çok ihtiyacı vardı. O nedenle takımını daha iyi motive ettiğini düşünüyorum.
Aybaba’ya dönersek. Beşiktaş’ta öyle büyük sorunlarla uğraştı ki, galiba Kupa’ya sıra gelmedi!.