Zemberek boşalınca saatler durur... Beşiktaş’ın zembereği de, yüksek gerilimli, müthiş heyecanlı muhteşem bir maceranın sonunda geçen Pazar akşamı Vodafone Arena’da boşaldı bildiğiniz gibi...
Şenol Güneş’in ekibi, sezonun belki de en sakin, en iddiasız (elbette en tasasız) maçını oynadı dün. Sosa ile bir açılış yapıp durdu. Ondokuzuncu dakikada alkışlanan bu golü Traore’nin (Dk.21) ve Holmen’in (Dk.22) attıkları izledi... Üç dakikada üç gol... Bu maçı Sanlı Sarıalioğlu ile birlikte izledik dün... Emektar Kaptan, tabelaya bakıp “Demek ki üç dakikada üç gol atılıyormuş” dedi. Gençler bilmiyor olabilir, benim kuşağım unutmaz... Kaptan’ın yanık yüreği Steagul Roşu maçının acılarını taşıyor hâlâ..
Her neyse... Şenol Hoca’nın sahaya çıkardığı takımda Tolga, Gomez, Oğuzhan, Beck, İsmail, Quaresma yoktu. Gökhan, Atiba ve Mustfa Pektemek sonradan oyuna dahil oldular. Kerim Frei, Cenk Tosun, Olcay, Tosiç, Marcelo, Necip pekala lig maratonunun koşucularıydı. Özetle ben bu takıma yedek - medek diyerek kategorize etme hatasına düşmek istemem...
Peki niye böyle oldu?
Dedik ya saatin zembereği boşaldı, durdu... Konyaspor ise UEFA Avrupa Ligi’ne mental bakımdan hazır ve layık olduğunu gösterdi. Tertemiz bir futbol maçı izledik. Ne var ki ürünün nem oranı aşırı yüksekti. O şiddetli yağmur altında sezona veda maçı oynamak elbette sıkıntılıydı.
Konyaspor kulübünün Şampiyon Beşiktaş’ı ağırlama hali de dikkat çekiciydi. Konuk Beşiktaş taraftarlarına takımı bir takım elbiseden daha pahalı bir ücretle (455 TL) seyrettirdiler.
Biraz ağır oldu ama... Dostlar maçı kazandınız, tebrikler. Yendiniz bari ıslatmasaydınız!