Hediye paketinden bu defa Mehmet Aurelio çıktı... Beşiktaş taraftarları Schuster’in ısrarla istediği santrfor, golcü adayları için “Robinho mu, Klose mi ?” diye papatya falı açarken, hiç hesapta olmayan Mehmet Aurelio’nun bir anda oldu bittiye getirilerek siyah beyazlı renklere bağlanması, elbette sezonun en büyük sürpriziydi.
Tıpkı bir gecede Mathias Delgado’nun uçup gitmesi gibi...
Doğrusu bu transfere ben de şaşırdım... Lig Radyo’da Mehmet Ayan’ın, NTV’de Mehmet Demirkol’un, Aurelio transferiyle ilgili soruları vardı :
“-Peki Necip Uysal ne olacak?”
Aynı soru beni de rahatsız etti... Hiddink her ne kadar orta alanın ortasında savunma karakterli oyuncu olarak herkesten ve her şeyden önce ilk tercihini Mehmet Aurelio’dan yana kullansa da Beşiktaş’ın elinde 19 yaşında bir yıldız adayı vardı : Necip Uysal...
Mehmet Ayan, Aurelio’nun gelişiyle Necip’in yolunun kapanacağını iddia ediyor : “Ligde 34 maç tamamlandığı zaman, Necip’in maksimum 3-4 maç oynayacağını düşünüyorum...Yazık, hem de çok yazık!”
Demirkol’a göre Aurelio Beşiktaş’ta yılın transferi olabilir. Elbette Guti’yi ve Quaresma’yı da hesaba katarak bu tahmini yapıyor Mehmet... 33 yaşındaki oyuncunun, tecrübesi ve başarısıyla Beşiktaş’a çok yararlı olabileceğini söylüyor...
Mehmet Aurelio’nun Fenerbahçe’den Real Betis’e gidişi, hukuksal sorunlara neden olmuştu. TFF Uyuşmazlıklar Çözüm Kurulu, Brezilya asıllı futbolcunun Fenerbahçe’ye 5 milyon TL tazminat ödemesine karar vermiş, ancak bu karar Tahkim Kurulu tarafından iptal edilmişti. Dün konuştuğum Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Aurelio’nun transferinde hiçbir engel bulunmadığını söyledi.
Peki, durup dururken bu transfer nereden icap etti?
Beşiktaşlı dostlar, hazırlık dönemi çalışmaları sırasında yapılan testlerde en kötü durumdaki iki futbolcunun Ferrari ile Necip Uysal olduğunu söyledi. Necip o günden bu yana hızlı bir gelişme kaydetmiş... Şu anda 70 dakikalık fizik kondisyona sahip olduğunu, yakında daha da güçleneceğini söylüyorlar. Beşiktaş orta alanında Fink, artık eski model bir oyuncu olarak görülüyor. Talipleri var, gönderilmesinde sıkıntı yaşanmayacak. Schuster’i bu alanda sıkıntıya sokan temel neden Fabian Ernst’in sık sık dinlendirilme ihtiyacı... Kadro derinliğine ve alternatif oyuncu kavramına önem veren Schuster, Süper Lig, UEFA Avrupa Ligi ve Türkiye Kupası’nda toplam 50’ye yakın maç oynanacağını hesaplayarak Aurelio’nun transferini istemiş. Orta alanda oyunun her iki yönünü de oynayabilecek üç oyuncusu oluyor böylece... Mehmet Aurelio, Fabian Ernst ve Necip Uysal...
Kendi adıma Aurelio’nun gelişini elbette olumlu buluyorum. Ne var ki 33 yaşındaki oyuncu ile günü kurtarırken, 19 yaşındaki Necip’i kaybetmekten korkarım.
Beşiktaş, fizik, teknik ve taktik bakımdan ideal ölçülerde, iyi huylu gerçek bir sporcu ve yıldız adayı buldu...
Dilerim korktuğum(uz) başımıza gelmez!
Serdal Adalı: Hızlı ve başarılı
Beşiktaş camiasında Başkan Yıldırım Demirören’in kongreden sonra ekibine kattığı Serdal Adalı, umulanın ötesinde hızlı, dinamik, çözümleyici ve iş bitirici çıktı...
Fenerbahçe’de bir zamanların acar yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp ile Galatasaray’dan kısa bir süre önce istifa etmek zorunda kalan Haldun Üstünel de transfer başarılarıyla parlamışlardı...
Şimdi Serdal Adalı’nın başarılarına tanık oluyoruz...
Dilerim Kutlualp ile Üstünel’in başına gelenler Adalı’nın kaderinde yaşanmaz...
Dün Adalı ile konuşup merak ettiklerimi sordum...
Robinho dediğim zaman verdiği yanıt ilginçti : “Parayı buluruz... Bastırır alırız. Ama büyük emeklerle kurduğumuz takımda bir çuval inciri berbat etmek istemeyiz!”
Kamuoyunun bu transferle oyalanmasını eğlenerek izlediğini söylüyordu.
Peki ya Klose?
Anlattığına göre Bayern Münih, 32 yaşındaki golcü için 5-6 milyon euro istiyormuş... Adalı, bu yaşta bir golcü için fazla olduğunu söyledi... “3 milyona razı olsunlar, yarın sabah getireyim!”
Dayanamadım, “Sevgili dostum” dedim, “Klose Türkiye’ye gelecekse, hiç düşünme 5 milyonu da ver, getir!”
Adalı’nın işine karışmak gibi olmasın ama...
Robinho ile 25 milyon euroluk bir maceraya girmektense 5 milyona Klose gibi istikrarlı bir golcüye sahip olmak ucuz ve akılcı bir çözümdür.
Gel gör beni aşk neyledi!
Pazar gecesi izlediğim Trabzonspor Fenerbahçe maçından müthiş keyif aldım... Atılan 5 gole alkış tuttum. Ciddi kritikler, iddialı analizler yerine o masum oyuna dikkat çektim.
Aykut Kocaman, Fenerbahçe’de cesaretle uygulamaya koyulduğu değişim arayışlarında elbette doğru ve yararlı yolu bulacaktır, sabredelim... Şenol Güneş de hiç kuşkunuz olmasın, Trabzonspor’da kazanılan kalitenin üstüne koyacaktır. Bekleyelim.
Bugün Trabzon’dayım... Global futboldaki en büyük aşkımı, Liverpool’u izleyeceğim yarın... Elbette Trabzonspor’un tur atlamasını diliyorum ama, sonuç ne olursa olsun Liverpool’u sevmeye devam edeceğim!
Gülücük: Eyüp Karadayı
Genç boksör, güçlü rakibinden yediği yumrukla yere yığılmış... Grogi durumundaki sporcusuna seslenmiş antrenörü :
“- Hakem sayacak, sakın 8’den önce kalkma, anladın mı?”
“- Anladım” demiş, gözleri kapalı, “Şimdi saat kaç?”
Bu fıkra Eyüp Karadayı’dan... Eyüp Karadayı, bizim mesleğin tüm yorgunluklarını eğlenceye çeviren adamdır. Dinlediği fıkrayı hiç unutmaz, arşivinde saklar. Son kitabı “Ayıptır Söylemesi”, Pegasus Yayınları tarafından piyasaya sürüldü. Kitapçılarda, marketlerde bulabilir, hayatınıza biraz neşe katabilirsiniz.
Bir gülücük de benden :
Eyüp Abi unutmaz, dedim ya... Ben unuturum... Bir gün çok hoş bir fıkra dinledim... Anında Eyüp Abi’yi arayıp anlattım... Ertesi gün yine unutkanlığım tuttu, Eyüp Abi’yi aradım :
“- Ya Abi, dün sana anlattığım fıkra neydi?”