Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray başkanlığı, dünyanın en zor liderlik örneklerinden biridir. Bir yandan kulüple ilgili tüm kararlar, iki dudağı arasındadır. Bir yandan da kulübü tek başına temsil eder. Öyle bir yetkiyle donatılmıştır başkan... Aynı zamanda tüm camianın üzerine titrediği bir semboldür... O nedenle başkana sonsuz saygı gösterilir. Galatasaraylı olmanın en temel değerlerinden biridir bu.
Başkanı onaylayabilir ya da yaptığı her şeye karşı çıkabilirsiniz...
Ama saygıda asla kusur etmeyeceksiniz, etmemelisiniz!
Öte yandan bir “biat” kültürü de değildir Galatasaraylılık kültürü...
Başkana saygı gösterir ama onu bir buyurgan olarak görmez. Yetkisini kabul eder, tek doğrunun da sadece başkanın görüşü olmadığını bilir Galatasaraylılar.
Siz ne dersiniz bilemem ama, Üç Büyükler’in divan kurullarında en sert, en acımasız eleştirilerin, en gerçek hesap sormaların Galatasaray’da dile getirildiğini bilirim.
Galatasaray geleneklerine bağlı, özgür ve demokrat bir camiadır.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere...
Bir süredir ibret, dikkat ve hayretle izliyorum Galatasaray’da olan biteni... Yukarıdan beri sıralamaya çalıştığım Galatasaray gerçekleriyle, gelenekleriyle pek de bağdaşmayan, haksız ve acımasız bir kampanya sürdürülüyor Galatasaray Başkanı Adnan Polat’a karşı...
Futbol takımının içine düştüğü kaotik durumdan yola çıkan eleştiriler şimdi eyleme yönelmiş durumda...
Evet, bu öfkeyi anlamaya çalışıyorum... Adnan Polat ile Futbol AŞ’nin CEO’su Adnan Sezgin’in transfer bilançoları hep zarar ve hayal kırıklıkları ile dolu...
Fatih Terim’in UEFA Kupası ile taçlanan ilk döneminden sonra Galatasaray şampiyonluklar da kazandı ama bir türlü mutlu olamadı. O günden beri hiçbir teknik direktörüyle geçinemedi, barış ve huzur içinde ayrılamadı... Futbolda yerli ve yabancı oyuncularla ortak bir takım kimliği oluşturulamadı...
Galatasaray taraftarlarının da üyelerinin de yorulduğu, hırpalandığı kargaşa yılları yaşandı hep... Polat istikrar sağlayamadı. Galatasaray o nedenle huzursuz.
Evet, Adnan Polat maalesef çok başarısız bir başkan... Ama Galatasaray’ın ilk başarısız başkanı da o değil! Sportif anlamda ne kadar başarısız olursa olsun, kulübün karşı karşıya kaldığı ağır sorunları da inanılmaz bir enerji ve başarıyla çözdüğünü, çözmekte olduğunu unutmamak gerekir. Adnan Polat, kulübü sıkıntıya sokacak iki şirketin birleştirilmesiyle ilgili operasyonları başarıyla tamamladı... Özhan Canaydın’la birlikte çilesini çektiği Ali Sami Yen Telekom Arena değişim sürecini onca gürültü ve huzursuzluk pahasına yüz akıyla bitirdi... Sadece bu ikisi Galatasaray’ı daha da büyütecek hamlelerdir ve Başkan’ın hakkı teslim edilmelidir.
Camianın “ağır” büyüklerinden de yönetim kurulundaki bazı arkadaşlarından da hak ettiği saygıyı göremedi Başkan... Galatasaray Başkanlığı, istifaya davet etmeler, olağanüstü kongre talepleri ve küçük düşürücü demeçlerle yıpratıldı, örselendi, gündelik tüketim malzemesi haline getirildi.
Adnan Polat’a karşı sürdürülen bu kıyım hareketine itiraz ediyorum.
Galatasaray Spor Kulübü’nün üyeleri elbette ilk olağan genel kurulda yüz yüze hesaplaşır, sonra da kendi özgür iradeleriyle Galatasaray’ı kimin yöneteceğine karar verirler...
Polat ya da bir başkası...
Galatasaray Başkanı dün saygı görüyordu...
Bugün de saygı görmelidir, yarın da!

Alpler Palandöken’de!
Kayak Federasyonu’ndan Naim Gül’ü dinliyorum NTV Spor’da... Yarın açılışı yapılacak 25.Üniversiteler Kış Oyunları ile ilgili bilgiler verirken, “Buradaki genç kayakçılara Alpler’i Palandöken’e taşıdık, diyorum... Hepsi de mutlu ve heyecanlı. Eskiden kayakçılarımız Alpler’e gider uluslararası yarışlara orada hazırlanırlardı. Şimdi Erzurum’da dünyanın en modern tesisleri var”diyor.
AIPS’in Biatlon ve Kuzey Kombine Komisyonu üyesi Norveçli spor gazetecisi Rolf Anne Odiin’in Erzurum izlenimlerini de okuyalım: “Kış sporları ve özellikle kayakla atlama, Norveç’te yüz yılı aşkın süredir yapılmasına rağmen benim ülkemde bu kadar güzel tesisler yok. Gezdiğimiz bütün tesislerden çok etkilendik. Siz de dünyanın farklı ülkelerinden gazetecileri burada misafir ederek ne kadar ciddi bir iş yapmak istediğinizi gösterdiniz.”
Dede diyarım Erzurum, yeni bir tarih sayfası yazmaya hazırlanıyor. İnanıyorum ki Üniversiad’da tek madalya alamasak bile bu büyük organizasyonu başarı ile gerçekleştirecek... Türkiye kar ve buzda yakın bir gelecekte şampiyon sporcular da yetiştirecek.

Yaşasın Taksim!
Telekom Arena’da yaşanan üzücü olaylardan sonra “Her şerde bir hayır vardır” sözüne bir kez daha inandım...
Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve onlarca kulüp taraftarları, özgür ve sivil iradeleriyle toplanıp “kamusal otorite” anlayışsızlığı karşısında sessiz, soylu ve ortak bir tavır sergiledi geçen hafta.
Bağırıp çağırmadan, küfür etmeden, kavga etmeden, çatışmadan, tartışmadan!
Tam anlamıyla renklerin kardeşliği! Güzel bir dayanışma örneği.
Haydi, bu sportmenlik ruhunu tribünlere de taşıyın...
Yüreğinize sağlık çocuklar!


Polat niye konuşmadı?
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, kültür, sanat ve sporda peşpeşe sergilediği güzelliklere bir yenisini ekledi... Levent’te tam da Galatasaraylılar Evi’nin karşısında ölümsüz başkan Özhan Canaydın’ın büstünü dikti.
Sanatçı Önder Büyükerman hocamızın ellerine sağlık...
Bu büstün açılış törenini izledim...
Sadelik ve ciddiyet hoşuma gitti.
Yine de Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ın eşiyle birlikte katıldığı törende sessiz kalıp konuşmaması dikkatimi çekti.
Bu suskunluğun nedeni program ve protokol mu? 1999’da CHP’den İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday olan Polat, Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törende siyasal bir izlenim vermemek için mi sustu? Yoksa kırgınlığı mı onu susturdu?