Antalya’daki maç, alışılmışın ötesinde farklı bir “test” karşılaşmasıydı. Yaşadığımız, tanık olduğumuz onca olaydan sonra birbirlerinin yüzüne bakabilecekler miydi?
Gördük ki bakabiliyorlarmış...
Hoca’nın tabiriyle “içine sinmese” de, “gönlüne almak” olmasa da sorumluluk duygusu ve profesyonel anlayışla bir araya gelebiliyorlarmış.
Arda Turan da dün söylediğini bugün de tekrarlıyor: “Gel derler geliriz, git derler gideriz.”
Şikayet edecek halim yok. Bu beraberlikten hâlâ bir şeyler beklediğim için unutmayı öneriyorum.
Öte yandan şu saptamayı yapmak da yerinde olur: Teknik direktörle bazı futbolcuların ilişkisi tıpkı biten evlilikler gibi.
Mutluluk yok ama, beraberlik var. Çocukların hatırına... Millete hürmeten yani.
Ya da kırık vazo durumu...
Şimdilik profesyonelce (akılla) yapıştırıldı... Kırık kalplerin arasından su sızar mı?
Bilmiyorum.