Şenol Güneş, maçtan önce oyunu ikinci bölgede tutacaklarını söylüyor. Belli ki Napoli karşısında hesaplanmamış bir sürprizden çekiniyor. Hoca böyle konuşursa, elbette futbolcular da ona göre oynar.
Renksiz, kokusuz, tatsız-tuzsuz, niyetsiz bir oyun oynandı. Sıkıldık. Sonra beklenmedik bir penaltı... Quaresma ile öne geçti Beşiktaş... Sevincimiz sadece 3 dakika sürdü. Bu da bizi hiç şaşırtmadı doğrusu... Yıllardır Beşiktaş için en tehlikeli dakikalar, attığı golden hemen sonrasıydı. Dün de öyle oldu. Napoli fazla beklemedi, Marek Hamsik ile oyunu dengeledi, statüsünü korudu. Yine öndeler ve kaybettikleri bir şey yok.
Beşiktaş’ın dün daha coşkulu, arzulu, enerjik, etkin ve verimli oynaması gerekiyordu. Olmadı, bunları göremedik. En önemli sorun, orta alanda Atiba’nın yalnızlığıydı. Gökhan İnler ve Tolgay’ın adını spiker kaç kez söyledi, merak ediyorum. Herhalde oyunda topla ilişkisi en az olanlar onlardı. Sorumluluk alarak, oyun kurarak, top çalarak oynamalarını boşuna bekledik. Olmadı. Orta alanın bu kadar kurak ve verimsiz oyunu Beşiktaş’ın direnişini de bozdu. Atiba ve savunmanın gayretleri bir yere kadar... Beşiktaş topu kazandığı zaman rakip yarı alana hücum bölgesine geçip topu tutamıyordu.
Maçın başından sonuna kadar kazanmak isteyen takım Napoli’ydi. Beşiktaş’tan daha çok pozisyona girdiler. Topa daha çok sahip oldular. Yine de bekledikleri golü atamıyorlardı.
Bu durum Beşiktaş’ı silkelemeli; heveslenmeli ve daha etkili bir oyun için tempoyu yükseltmeliydiler. Ama hayır! Fabricio dahil, hemen hepsi zamana oynuyordu. Yazık, stratejik hesap yerine, kontrollü oyunla zamana yazıldı Beşiktaş. Beraberlik, puan eşitliği halinde Beşiktaş’a yarayacak biliyoruz. Ama Napoli ile Beşiktaş’ın puan eşitliği sağladığı bir tabloyu tahmin edemiyoruz.
Tosiç’in sakatlığı, Cenk’in oyuna katılması, durumu çok değiştirmedi. Ancak oyunun Beşiktaş adına biraz hareketlenmesi, Oğuzhan’ın (Dk.66) sahaya girmesiyle gerçekleşti.
Penaltı dahil hemen bütün ataklarda Gökhan İnler ve Tolgay’ın yapamadığı yaratıcılığı Oğuzhan ortaya koydu. Belli ki oyunu özlemiş. Aferin ona...
Dünkü maçın tamamında kazanmak için çırpınan tek adam Ricardo Quaresma idi. Eh, bu kadar düşük bir istekle de ancak 1 puan alırsınız...
Güle güle harcayın!