Futbol alanında yine futbol dışı tartışma konularına takılıp kaldık. Günlerdir düştüğümüz tuzağın içinde debelenip duruyoruz.
O tuzaklardan birincisi, Fethiyespor’un Saracoğlu Stadı’ndaki Ziraat Türkiye Kupası maçına “YÜCE ATATÜRK” yazılı tişörtlerle çıkması ve bu nedenle kulübün Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi.
İkincisi de cuma akşamı, TT Arena’da oynanan maçta Galatasaraylı Eboue ve Drogba’nın, vefat eden Güney Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela’ya “Rahat uyu” ve “Teşekkürler” yazılı tişörtlerle saygılarını sunmaları. Baştan söyleyeyim: Fethiyesporlu futbolcuları da Eboue ve Drogba’yı da davranışları ve verdikleri mesaj, sundukları saygı nedeniyle ayakta alkışlıyorum.
Keşke daha fazla saygı örneği görsek sahalarımızda.
Ama yine de problematik bir uygulama bu. Her iki davranış biçimi de önceden izin alınmasını gerekli kılan uygulamalar. Türkiye Futbol Federasyonu Sportif Ekipman Talimatı’na göre, kulüpler önceden izin alarak gördüğümüz örnekleri tartışmasız biçimde sergileyebilirdi.İzin almadılar, masum bir ihmal söz konusu. Ne var ki hakemler, gözlemciler ve federasyon temsilcileri, o maçı seyretmekle kalmazlar. Onların sizden ve bizden daha farklı görevleri var. Onlar, öncesinde, sırasında ve sonrasında oyunun kuralına göre oynanıp oynanmadığına, talimatların usul ve esaslarına uyulup uyulmadığına bakıp raporlamak durumundadırlar.
Her iki olayda da olan - biten budur.
Türkiye Futbol Federasyonu, “Vay, Atatürk’e sahip çıkıp siyaset yaptın!” demiyor. Mandela için de “Bir zamanlar ABD’nin teröristler listesindeki adamı niye yüceltiyorsun!” diye bir tavır da takınmıyor. Biçimsel olarak gözlemcinin ve temsilcinin bulduğu izin alınmaması durumunu (kusurunu) talimat gereği PFDK’ya sevkediyor.. O rapor içeriğine göre PFDK değerlendirmeyi yapacak.
Burada erken hezeyanlara kapılıp Federasyon’un siyaset rüzgarlarına ya da trafikte bile karşılaştığımız abuk uygulamalara ayak uydurduğunu söylemek haksızlıktır. Öyle bir rüzgar esti ki Spor Bakanı Suat Kılıç dahi özerk federasyonun alacağı kararları beklemeden, PFDK’nın bir ceza vermesi halinde ülkeyi ayrıştırma tehlikesine dikkat çekmek zorunda hissetti kendisini.
Bekleyelim, PFDK ne karar verecek? O karara göre tavrımızı da belirleriz. Ama şimdiden ayağa kalkıp yangın çıkarmak, fırsatçıların değirmenine su taşımaktan başka bir şey değildir!
Serinkanlılıkla bakarsak.. Evet, Atatürk’e sevgi ve saygı göstermek, Mandela gibi evrensel insan hakları kahramanına son yolculuğunda selam göndermek, hepimizin alkışlayacağı davranışlardır. Ama biraz dikkatli olsak, kendimizi daha iyi ifade edebiliriz.
NOT: PFDK kararından önce yazılmış yazıdır.
Rabia mesajı
Emre Belözoğlu’nun Süper Lig’in ilk haftasında Konya’da “dört parmakla” verdiği Rabia mesajı o kadar taze ve anlaşılmazmış ki, ertesi gün medyada yapılan haber ve yorumlarla dikkati çekmiş. O nedenle bir işlem yapılmamış. Aynı hafta oynanan Rizespor - Gençlerbirliği maçında da Rizesporlu Sercan, attığı golü Rabia işaretiyle kutlamış. Maçı izleyen yetkili, “Dört gol atacağız mesajı zannedip, güldüm. Farkında bile değildim”
diyor...
Sevk yok, savunma var!
Eboue ve Drogba konusunda. Dün TFF yetkilisiyle konuştum. İşte söyledikleri: “Yahu, biz adamların önemli bir maçı var (dün geceki Juventus müsabakası) morallerini bozmayalım diye sevk işlemini beklettik. Bugün ya da yarın PFDK’ya sevk edeceğiz. Ama biz daha karar vermeden bir Mandela yangını çıkarıldı. Dahası Drogba’nın da “Yine yaparım” mesajları savunma niyetine manşetlere oturdu. Aslında maçın hakemi, Drogba’ya sahayı terk etmeden önce formasını çıkardığı için sarı kart göstermeliydi. Unutmayalım, Ediz Bahtiyaroğlu’nun anısına gol atan arkadaşı da tişörtünde anı dileklerini yazdığı için ihtar almıştı. Bu olayı abartıp köpürterek kamuoyuna taşımak yanlış algılar yaratıyor ve biz çok üzülüyoruz!”
Birkaç önemli not
Sabri ve Emre’ye tokat
Geçenlerde kamuoyuna yansıyan Florya’daki taraftar baskınıyla ilgili bir detay, beni çok rahatsız etti. “Adam gibi oynayın, yoksa farklı şekilde geliriz” diyen grubun lideri, futbolcularla konuşma sırasında önce Emre Çolak’a, sonra da Kaptan Sabri Sarıoğlu’na tokat atmış. Galatasaray Yönetim Kurulu “tokat” olayını biliyor muydu? Tepkisi ne oldu? Açıklanırsa öğreniriz.
Sayın Mehmet Atalay,
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü olarak sizi çok başarılı bulurum. Gazeteci meslektaşlarınızla sosyal dayanışma etkinliklerinizi de takdir ederim. Geçen hafta, artık yayınlanmayan bir gazetenin çalışanlarını bir araya getirdiniz. İyi niyetli yaklaşımınızda büyük bir grubu da ihmal edip kırdınız, haberiniz ola!
Kadın Sporcular azalacak mı?
Sapanca’daki müze çalıştayında bir doçent hanım, “Türkiye’deki muhafazakarlaşma eğilimi kadın sporcu sayısının azalmasına yol açabilir” dedi. Kaygılandım. Bu konuyu duyarlılıkla izleyeceğim.