Futbolsever kimliğiniz taraftar kimliğinizin üstündeyse... Tribünde ya da televizyonun karşısında gol görmek için oturuyorsanız, bildiniz.
Bu maç sizin maçınızdı.
Bırakın puan hesabını onlar yapsın! Kazanmanın coşkusunu, kaybetmenin hüznünü onlar yaşasın...
Siz böyle güzel ve masum oyunlardan keyif almaya bakın. Kendi adıma ben çok keyif aldım.
İki tarafın da birbirine saygı duyduğu, önem verdiği, işini yaparken dikkatle özendiği güzel bir maçtı.
Evet, yavaştı. Temposuzdu ama... Hareketli ve bereketliydi.
Öncelikle Aykut Kocaman’a saygı duymalı... Alex’i kenarda tutarak başladı oyuna... Onun rolünü Semih’e verdi. Böyle bir karar hem cesaret, hem de cür’etdi! Dahası Stoch’u da kulübede bekletti. Cristian ve Emre ile savunmayı tahkim etmeyi, Topuz, Semih ve Özer’le hem savaşmayı, hem de üretmeyi düşündü.
Şenol Güneş de Umut’u bekleterek başladı oyuna... Yattara, Alanzinho, Colman’ın önünde Teofilo’yu görevlendirdi.
Birbirlerine benzer oyun anlayışıyla mücadele ettiler.
Skor tabelasında peşpeşe gülücükler yakaladı Trabzonspor. Bu çifte golle ev sahibinin maçı koparacağını düşünürken, Fenerbahçe’nin isyanına tanık olduk... Semih’in üstün bir çabayla son anda yakalayıp kale ağzına çevirdiği topa Lugano kafayla dokundu. Sonra gelen Glowacki ve Mehmet Topuz golleri, maçı futbol ziyafetine dönüştüren zenginliklerdi. Anlaşıldı, her iki taraf da kazanmaya oynuyordu.
Zaman zaman satranç hamlelerini andıran kararların sergilendiği maçta, Şenol Güneş, sakatlanan Alanzinho’nun yerine Umut’u aldı. Hücumdan ödün vermeyeceğini gösterdi. Aykut Kocaman ise Cristian ile Selçuk’u değiştirip Alex’i 75. dakikaya kadar bekletmeye devam etti.
Trabzonspor, skor avantajını yitirmemek için kendi yarı alanında toplanmayı değil, Fenerbahçe ceza alanında savaşmayı göze aldı. Teofilo, Yattara üst üste goller kaçırdılar. Ve Colman’ın kullandığı penaltı da genç kaleci Mert’in ellerinde kaldı.
Fenerbahçe arada Niang’la pozisyona girdi, Alex’le bir iki duran top denedi, ama maçı çeviremedi. Canları sağolsun!
Dürüst, keyifli ve bereketli bir maç izledik.
Hayır, Aykut Hoca’yı Alex’i kenarda beklettiği için eleştirmeyeceğim.
İki hocaya da teşekkür edeceğim. Tüm futbolcuları yanaklarından öpeceğim!