Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe, sürekli rötar yapan tren gibi... Ya da sürekli ve düzenli olarak geri kalan saat misali...
Hep gecikiyor, geç kalıyor... Ancak yenik duruma düştükten sonra uyanıyor, telaşlanıyor, can havliyle saldırıyor ve giden maçı kurtarmaya çalışıyor... Özellikle deplasmanlarda Fenerbahçe en kolay misafir konumunda... Dün de Gaziantepspor için kolay bir rakipti... Kolayca geriye düştü Fenerbahçe... İlk yarıyı yenik kapayınca, Aykut Kocaman daha fazla zaman harcamadan aslında en başta yapması gerekeni yaptı ve Musa Sow ile Semih’i eşleyerek hücum etkinliğini arttırmayı amaçladı. Bunu da başardığını ve maçı çevirdiğini söyleyebiliriz. Peki, Aykut Kocaman’dan beklenen bu mudur? Giden maçı geri getirecek hamleler midir Fenerbahçe Teknik Direktörü’nün yapması gereken? Hiç sanmıyorum. O hamleleri yapması normal ama, en başından doğru ve etkin bir oyun anlayışı ile, teknik ve taktik anlamda maçın efendisi olacak bir zenginlikle sahaya çıkmalıydı Fenerbahçe...
Gaziantepspor, sezona başlarken nasılsa öyle... Ara transferde güçlendiklerini söyleyemeyiz. Kimbilir, belki de güç kaybettiler. Ayrıca evsahibi takım yıllardır hedef kovalama özelliğini de kaybetmiş... Böyle bir durumda Fenerbahçe’nin hocası da futbolcularının da ilk yarının sonunda yarattıkları sinerji (!) ve verdikleri sözlerin arkasında durmaları gerekirdi. Hayır, duramıyorlar...
Fenerbahçe yine Sow’u yalnız ve çaresiz bırakarak başladı oyuna. Ne Kuyt ne de Topuz kanattan besleyemediler golcüyü... Baroni, Meireles, Mehmet Topal, sürekli ortadan yüklenerek çakılı oynayan Gaziantepspor savunmasını zorladılar. Ama bu oyun sonuç vermedi. Öte yandan Orhan Şam ve Hasan Ali’nin kanatlardan hücum denemeleri de olumlu bir etki yaratmadı... Dahası Gaziantepspor’a kontralarda boş alanlar yarattı. Turgut Doğan Şahin’in sol kanattan yüklenerek Sernas’a yaptığı nefis asist, ev sahibine beklenen gol sevincini yaşattı.
İkinci yarıda Gaziantepspor, skor avantajını koruma güdüsüyle geriye yaslandı. Oysa Semih’li Fenerbahçe’nin daha etkin ve yaratıcı bir oyuna döndüğü ortadaydı. Kocaman nihayet gole daha sıcak bakan bir on bir oluşturmuştu. İki Mehmet’in katkısıyla maçı kopardılar. İlkinde Topal Mehmet, düştüğü yerden Musa Sow’a harika bir top kazandırdı. Beraberliği buldular. Galibiyeti getiren Semih golünde de Mehmet Topuz’un uzaktan kafayla yaptığı asiste şapka çıkaralım...
İki küçük not: Fenerbahçe, artık Semih’le başlamalı. Sadece attığı gollerle değil, hücum oyununa kattığı renk, yaratıcılık ve derinlikle! Egemen’in cezaalanında Cenk Tosun’a yaptığı ne? Penaltı değil mi yani!