Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Bak, dedi, ligin onbir haftasını geride bıraktık, hâlâ yabancıları konuşuyoruz. Onlar paralarını alıp oynayacaklar ve gidecekler... Geriye bir şey bırakmadan. Asıl bizim çocukları konuşmalıyız!.”

Metin Türel’i aradım. Türk futbol antrenörlerinin hocasını... 78 yaşına gelmiş Metin Abi... Ama sarı saçlar hâlâ pırıl pırıl... Gözler güleç. Yorgun sesinde kullandığı sözcüklerde inceden bir filozof, bir bilge adamla konuştuğunuzu hissediyorsunuz.

“-Bu yabancı oyuncu konusundaki serbesti iyi hoş da, alt yapılar iflasın eşiğine geldi. Bu üretimsizlik, yok sayma hali bize çok pahalıya patlayacak. Bursaspor mesela... Adamlar çok üretken bir alt yapıya sahip. Önemli oyuncular yetiştirdiler. Gel gelelim, bu yıl 9 yabancı futbolcu transfer ettiler. Böyle mi olmalı yani. Kulüp biraz gençleştirme yapsa, daha ne yıldızlar çıkarabilir. Yapmadılar. Yanlış yaptılar.”

Haberin Devamı

Peki ligdeki yabancılar? Biz de onlardan konuşsak biraz?

Metin Abi, “Ehhhh... İşte” diyor. Zorluyor kendini... “Şu Fernandao iyi çıktı” diyor, “Dışarıdan gelenlere bakarsak... Mario Gomez çok faydalı. Fiorentina’daki sakatlık döneminde çocuk neredeyse futbolu unutacaktı. Neyse Beşiktaş’ta sorunsuz oynuyor. Çok diri. Rakip defansları sarsıyor. Dengelerini bozuyor. Her türlü vuruşu yapabiliyor. İyi bir tekniği var. Robin van Persie, aslında bir orta saha oyuncusuydu. Arsenal’de Henry ile yıldızı parladı. Ama oradan Manchester United’e gidince hayal ettiği gibi olmadı. Fenerbahçe ondan çok şey bekliyor ama yaşlanmış... Nani’nin de işi bitmiş. Bunların ülke futboluna bir katkısı olmaz. Podolski de ayağına uygun top bulunca vuruyor ama eskisi gibi değil. Eto’o’nun iyi kumaşı var. Vuruş tekniği çok iyi ama o da yaşlanmış. Antalyaspor’da durumu idare ediyor.”

‘Yanlış oynatıyor’

Pereira’ya da öfkeli Metin Türel: “Galiba Türkiye’de kimsenin futbolu bilmediğini, halkın futboldan anlamadığını sanıyor. Bizim ülkemiz orta doğuda ama futbolumuz orta doğunun çok üstünde. Pereira ayrıca yanlış oynatıyor Fenerbahçe’yi. Ortaya tatmin eden bir oyun çıkmıyor. Türkiye’de en iyi futbol oynayan takım Beşiktaş. Bak onu da söyleyeyim: Şenol Güneş, 50 tane Pereira çıkarır cebinden. Sezon sonunda da Beşiktaş açık ara şampiyon olur!”

Haberin Devamı

Galatasaray’da Hamza Hamzaoğlu’nun Rize’deki yenilginin en önemli sorumlusu olduğunu söylüyor: “Biz de 3 dakikada 3 gol yiyip UEFA Kupası’ndan elendik ama, uzatmada 2 gol yiyip mağlup olamazsın. Artık o maçı kazanıp cebine koymalısın 3 puanı. Futbolcuların da kabahati var tabii... Galatasaray iyi bir sezon geçirmiyor bu yıl... Hamza’yı çok severim ama, talihsiz yanlışlar yapıyor.”

Metin Abi’nin en beğendiği oyuncu Oğuzhan Özyakup.. Bu yıl etkin ve başarılı oyununu onun yeteneğine ve Şenol Güneş’in öğretici kimliğine bağlıyor, “Oğuzhan, göreceksiniz daha da büyüyecek” diyor, “Ama Gökhan ve Olcay’ın eksikleri var. Daha çok çalışıp daha disiplinli ve verimli olmaları gerekir.”

‘Yarı final başarıdır’

Türkiye’de santrfor eksikliğinin altını çiziyor Metin Abi... Süper Lig’de yerli santrforlara şans verilmesini, ısrar edilmesini öneriyor. Aksi halde Milli Takım’ın zorlanacağını da sözlerine ekliyor. Metin Türel’in Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan beklentisi de şöyle “Son dörde (yarı finale) kalırlarsa başarıdır. Oraya ulaşamazlarsa başarılı olduklarını söyleyemeyiz!.”

Haberin Devamı

Emre’nin değeri

Geçen hafta Mustafa Denizli ve Abdullah Avcı ile küçük bir grup yemekte buluştuk. Önemli tartışma konularımızdan biri, Emre Belözoğlu ile ilgiliydi. Abdullah Hoca, istatistik verilerle Emre’nin Başakşehir’e çok önemli katkılar yaptığını anlattı, “Bizi daha çok öne taşıyan, hücum etkinliğimizi arttıran bir etkisi var” dedi. Sonra Fenerbahçe’yi konuştuk. Masada ortaya çıkan kanaat şu: Emre’nin ayrılmasıyla Fenerbahçe oyun içinde liderini kaybetti. Dahası takımı hırslandıran, adrenalini arttıran bir oyuncu da yok artık.”

Fenerbahçe’de oynadığı yıllarda Emre’nin davranışları tartışmaları, kavgaları ve polemikleri üzerine çok yazdık, çok konuştuk. Oyununu konuşmaya zaman kalmadı. Bugün geldiğimiz nokta, Emre’nin Fenerbahçe’deki değerini, ancak Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra görebildiğimizdir. Maalesef böyle!