Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk futboluna koyu ve karanlık bir gölge düştü. 3 Temmuz süreci, vicdanları yaraladı. TFF kurullarında kulüpler ve spor adamları aklanırken, yargı farklı mahkumiyet kararları verdi. Şimdi hep birlikte Yargıtay’ın hukuk sürecini tamamlamasını bekliyoruz. Ama yine de huzursuz gelişmeler sürüyor. Europol’ün son açıklamasına göre Avrupa’daki 680 şikeli maçın 79’u Türkiye’de oynanmış.
Kaygı veren gelişmeler bu kadarla kalmıyor. Saha içindeki 22 oyuncu ve dörder hakemden oluşan oyun da umut vermiyor bize...
Yeni gençler yetiştiremiyoruz. Yetişenleri kulübelerde eskitiyoruz. Avrupa’nın, Latin Amerika’nın, Afrika’nın yıldızlarına milyonlarca Euro’yu su gibi harcıyor, havaalanlarında çılgın hoşgeldin partileri düzenliyoruz. Finansal anlamda dibe vurmuş, borç sarmalında beli bükülmüş kulüplerimiz, transferde neredeyse bir Katar örneği oluştururken bir yandan da Devlet Baba’nın önünde vergi affı, borçların yapılandırılması, arazi tahsisi gibi geleneksel ayrıcalıkların kuyruğuna giriyor.
Daha da acı ve dramatik olanı, Milli Takım kadrosuna davet edilen futbolcu kardeşimizin basın toplantısına tercümanla gelmesi. Çünkü o kardeş Türkçe bilmiyor, Alman toplumunda Alman kültürüyle yetişmiş. Kendini Türk olarak hissediyor, Almanca ifade ediyor.
Futbolumuzun hal ve gidişi kötü, hem de çok kötü...
Kimse üstüne alınmasın, kimseyi karalamak için yazmıyorum bunları. O koyu ve karanlık gölgeyi hep birlikte yarattık. O koyu ve karanlık gölgeden çıkmak için hepimizin bir güneşe ihtiyacı var.
Bir yerden aydınlığa kapı açmak zorundayız.
Sözü uzatmadan Şenol Güneş’e getireceğim.
Şenol Güneş, Türk futbolunun en başarılı, en onurlu, en temiz ve en akıllı temsilcilerinden biridir.
Kariyerine hiç kimse itiraz edemez. Dünya Kupası ve Konfederasyon Kupası üçüncülüğü ile gösterdiği Milli Takım başarısının yanı sıra öğretmen kişiliğinden kaynaklanan olağanüstü bir yetkinlikle büyük yıldızları da yetiştirmiş, onları kariyerlerinin zirvelerine taşımıştır.
Endüstriyel futbola ruhunu teslim etmeyen çok az sayıdaki Türk antrenörde biri, belki de birincisidir. Rekabete sonuna kadar katılmış, başarı için polemiklere, tartışmalara ve çekişmelere prim vermemiştir.
Anlaşılan o ki Şenol Güneş, bundan böyle yarışmacı antrenör kimliğiyle yola devam etmeyecektir.
Daha büyük idealleri, sadece bir kulüp sorumluluğuyla sınırlanamayacak büyük bir enerjisi vardır.
Türkiye’nin “bilge” antrenör örneği olarak futbolun içindedir.
... Ve yapılması gereken de Şenol Güneş’i TFF çatısı altında Türk futbolunu yeniden yapılandıracak, futbolcu ve antrenör eğitimini tümüyle kontrol altına alacak bir yetki ve sorumluluk noktasına getirmektir.
Abdullah Avcı ile Tolunay Kafkas, bu anlamda birbirlerinin alanına girerek iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalıştırlar. Milli Takım Teknik Direktörü, Dünya Kupası eleme grubundaki hayal kırıklığı yaratan sonuçlardan sonra eğitime ağırlık vererek bir anlamda Kafkas’la rol paylaşma sürecine girdi.
Şimdi bu rollerin ayrılması gerekiyor. Milli Takım’ın yarışma ve performans sorunlarını Avcı üstlenirken, Şenol Güneş yapılanma ve eğitim sürecinin başında yer almalı... İki teknik adamın ilişkileri de yatay entegrasyonda sağlam bir anlayışla düzenlenmelidir.
Şenol Güneş, sadece Trabzonspor’a değil, hepimize ait büyük bir değerdir. Bu değer kenarda duramaz... Hayır, gölgenin bir parçası olamaz!

Haberin Devamı

İNSANLAR YAŞADIKÇA...
İNSANLAR YAŞADIKÇA...

Haberin Devamı

Ünal AYSAL
Galatasaray Başkanı, Almanya’da katıldığı bir toplantıda sporun ve futbolun, eninde sonunda masum bir oyun olduğunu hatırlattı. Fenerbahçe formasını giyebileceğini söyledi. Kavgacı anlayışlarla bir neslin kaybedildiğini dile getirdi. Barış ve centilmenlik adına büyük bir adım attı. Teşekkürler Başkan, umarım yalnız kalmazsınız!
Fenerbahçe taraftarı
Yıllar önce süt ve ekmek isteyen “kırıcı” pankarttan sonra pazar günü Sivasspor maçında Rıza Çalımbay’ın babası Bektaş Çalımbay’a “geçmiş olsun” dileklerini sundular. Kalplerindeki sevgi çiçeklerinden bir demetle gönül aldılar. Alkışlar onlara!
Samet AYBABA
Beşiktaş Teknik Direktörü, puan kaybettikleri maçların sonunda futbolcularını eleştiriyor, bireysel değerlendirmeler yapıyor. Takımı ile mesafesine soğuk rüzgârlar katıyor. Bu da yetmezmiş gibi, ara transferde rakip kulüplerin yaptığı hamleleri negatif bir tavırla yorumluyor. Teknik anlamda çabalarına saygı duyuyoruz. Hoca iletişim konusunda daha dikkatli olmalı!
Aziz YILDIRIM
Fenerbahçe Başkanı, aylık olağan mesajında yine rakiplerine gönderme yapıyor: “ Bu transferler manipülasyonlarla elde edilen gelirle yapılmamıştır. Transferde parıltılı yıldızları değil, yürekleri seçtik!”. Tribünden gelen eleştirilere de tepkisini ortaya koyuyor Başkan... Onları bir grup “meczup” olarak değerlendiriyor. Sürekli çatan, suçlayan ve dışlayan tavırları sportmenlikle bağdaşmıyor.