Futbolda yabancı ile bir türlü yıldızımız barışamadı. Kimi zaman olmadık yaş ve statü sınırlamasıyla kapıları daralttık. Ama aynı zamanda “Türk asıllı“ ya da “TC vatandaşlığına geçiş“ formülleriyle bir arka kapı yaratıp sorunu çözümlemeye çalıştık.
Futbol Federasyonu’nun da genellikle herkesi memnun etme alışkanlığı işin içinden çıkılamaz durumlar yarattı.
Şimdi sessiz ve derinden yeni bir “yabancı futbolcu“ çekişmesi başlamış bulunuyor.
Yine iki ezeli rakip Galatasaray ve Fenerbahçe, yine zıt kutuplarda üslenmiş durumda...
Şampiyon Galatasaray’ın Başkanı Ünal Aysal, geçen yıl çilekle süslediği sepetini bu yıl anlaşılan o ki Avrupa’dan, Afrika’dan topladığı yeni meyvelerle zenginleştirecek. Chedjou, imzalamak üzere, Ashley Cole ve Ricardo Quaresma da imzaya hazır, bekliyorlarmış.
Fenerbahçe ise, tersten yürütüyor transferi... Alper Potuk’la taraftarlarını da coşturan ciddi bir hamle yaptılar. Kiralık Ziegler’i evine gönderdiler. Bienvenue’yü Eskişehirspor’a vererek takımdaki yabancı yükünü azalttılar. Önümüzdeki günlerde hiç beklenmeyen yeni hamleler gelebilir, örneğin eldeki bazı yabancı oyuncular ince operasyonlarla satılırken, bir-iki yeni yabancı ile sınırlı bir gösteri yapılabilir. Arada yerli oyunculara da hazır olun!
Fenerbahçe, yerli omurgasını güçlendirmeye çalışıyor. Galatasaray, her geçen gün yenilenen yabancı haberleriyle belli ki daha enternasyonal bir yapıya dönmenin hazırlığı içinde. Şampiyonlar Ligi’ndeki “çeyrek final“ başarısını daha da ötelere taşımak istiyor, yabancı oyuncu konusunda sınırlamanın kalkmasından yana.
Fenerbahçe ise yayınladığı bildiriyle TFF’nin önümüzdeki sezondan itibaren yürürlüğe koyacağı statünün değiştirilmemesi gerektiğini dile getirdi, bu konuda atılacak geri adımların kabul edilemeyeceğini duyurdu.
Balık hafızamızı biraz zorlayalım isterseniz. Birkaç yıl önce de Fenerbahçe, Galatasaray’ın bugün yoklama yaptığı “sınırsız yabancı“
konusunun adeta bayraktarıydı. Başkan Aziz Yıldırım, Avrupa’da daha sıkı rekabet ve daha güçlü kadrolar oluşturmak için sınırlamanın kalkmasından yanaydı.
Her neyse...
Şimdi günümüze bakalım. TFF, geçen sezonun başında ilan etti:
2013-14 sezonunda kulüpler 10 yabancı ile sözleşme yapabilecek. Bu oyunculardan 6’sı 18 kişilik maç kadrosunda, dördü tribünde olacak.
Bir sonraki yıl (2014-15) yabancı oyuncu sayısı 8’e düşecek, maç kadrosundaki sayıları ise 5’e inecek.
Sessiz ve derin kulislerde bu statünün sağından solundan çekiştirenler, esnetmeye çalışanlar var. Ancak TFF içinden gelen sesler soğuk ve kararlı: “Biz statüyü geçen yıl ilan ettik. Her kulüp bu yeni statüye göre kadrosunu düzenlemek zorunda!”
TFF’nin kararlı tutumunu sürdürmesini bekliyorum. Ama şunu da hakça söylemek gerekir. Sayısal sınırlamaların yanı sıra kriterler de belirlenmeli, yabancı futbolcular yaşına, uluslararası kariyerine ve milli takımda yer alma sayılarına göre belli standartlarla ülkemize kabul edilmeliydi. Bunu yapmadılar.
Yabancı oyuncu sınırlamasının yerli oyuncu ücretlerini yukarı çektiği iddialarına gelince: Serbest piyasada herkes değerini bulur, yabancı olsa da olmasa da. Merak etmeyin, endişelenmeyin.
Daha çok şikayet ediyorsanız, oyuncu yetiştirin. Alt yapıda göstermelik işlerden vazgeçin, oyuncu ihracını da gündeminize getirin.
Zor ama, akıl ve sabır yoludur. Gecikmeyin!
İki güzel adam
Beşiktaş’ta Futbol Direktörlüğüne Önder Özen getirildi. Trabzonspor’da da Mustafa Reşit Akçay teknik direktör oldu. İki futbol adamı da kendilerini mesleklerine adamış güzel inanlardır. Felsefeleri vardır. Rastgele gündelik sözcüklerle konuşmazlar, her fırsatta belli bir dünya görüşünü, temel düşüncelerini dile getirerek günceli yorumlarlar. Egolarını aşmış, saygıyı ekmeklerinin hamuru yapmış adamlardır. Onlara başarı diliyorum. Elbette Akçay’ın göreve getirilişinde tam da İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yapısına uygun bir hazırlık, kararlılık ve dinamizm var. Bu çabukluk Tolunay Kafkas’la görüşmeden, onunla yolları ayırmadan Akçay’ı göreve getirdi. Çok şık olmadı. Neyse, bu bir tecrübedir. Trabzonspor Başkanı’nı iyi dileklerle kutluyoruz!
İktidar çılgınlığı
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, şampiyonluk kutlamaları arasında beklenmedik bir kararla olağanüstü kongre sürecini ilan etti. Başkanın bazı çalışma arkadaşlarıyla derin görüş aykırılıkları yaşadığı biliniyor. Teknik Direktör Fatih Terim’e yakın olan yöneticilerle yolunu ayırıyor. Tam anlamıyla tek adam ya da patron başkan dönemini başlatmak istiyor. Normal kongreye bir yıl kala aldığı kararın “iktidar çılgınlığı“ olduğunu düşünüyorum. Başkanın, daha önce de Galatasaray yönetiminde dirsek çürütmeden doğrudan başkanlığa seçilmesini yadırgamıştım. Şimdi o deneyimsizliğin sonuçlarını görüyoruz. Galatasaray genel kurulu belki başkanı yeniden göreve getirecektir ama, geldiği gün gibi büyük ve ezici bir destek olacağını sanmıyorum. Gereksiz ve rahatsız eden bir süreç bu.
Beşiktaş’ta Fikret Orman, önce tüzüğü değiştirdi. Sonra da yeni tüzüğe göre seçim kararı aldı. “Cesareti olan aday olsun!” diye meydan okumayı da ihmal etmedi. Anlaşıldı ki cesareti olanlar var. Serdal Adalı cesaret gösterdi, aday oldu. Beşiktaş’ın şu zor dönemde böyle çekişmelerle harcayacak zamanı var mı ? Benim gönlümden geçen iki değerli insanın Beşiktaş için birleşmesi... Peki olur mu ? Olması gerekir ama, olmaz!