Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hava sıcak ve nemli...
Beşiktaş da öyle... Taze çay gibi, demli!
Şenol Güneş’in Bilic’ten devraldığı mirası bakımdan geçirip fabrika ayarlarını yenileyerek sahaya sürdüğünü gördük... Öğretmen kimliğiyle Hoca’nın ilk dokunduğu oyuncu Oğuzhan Özyakup olmuş, çok iyi anladık.
Bu Oğuzhan, geçen yıl Bilic’in şampiyonluk kovalayan kadrosunda “kaybolmuş” adamlardan biri değil, birincisiydi. Ya o futboldan kopmuştu, ya da futbol ondan... Bu yıl ne yapacağını çok merak ediyorduk. İtiraf edelim, böylesine parlak bir başlangıç beklemiyorduk. Dedik ya, herkes antrenördür ama Şenol hoca hem antrenör hem de öğretmendir.
Oğuzhan Özyakup, öğretmeninden aldığı dersle fırtına gibi girdi maça... Üç golün asistiyle maça şık bir imza attı. Olcay, Quaresma ve Gökhan Töre ile mekik diplomasisi kurdu. Topu aldı onlara taşıdı, onlardan aldı Cenk Tosun’a (2) ve Olcay’a (1) gol pasını verdi. Hareketli, çabuk, istekli oyunuyla maçı biçimlendirdi, renklendirdi, süsledi.
Zengin skorlu maçın prensi de Cenk Tosun’du. Kariyerinin ilk üçlemesini (hat trick) yaparken, kulübede bekleyen Mario Gomez’e de küçük bir çimdik attı.
Olumlu ve güzel tablonun yanı sıra, maçın sıkıntılı yanları da vardı elbet.
Beşiktş savunması (Beck, Rhodolfo, Ersan ve Tosic) bir türlü senkron tutturamadılar. Yerleşme ve zamanlama hataları üst üste sergilendi. Dahası, oyunun merkezinde Atiba’nın tüm gayretlerine rağmen yalnız ve yetersiz kaldığını da gördük. Doğal olarak Oğuzhan’ın defansif katkısı olmadı. Şenol Hoca’nın Necip Uysal’ı 46’da değil, baştan oyuna sürmesi gerekirdi.
Mersin İdmanyurdu gibi görece zayıf bir rakibe karşı beş hücumcu ile maça başlamak göze alınabilecek bir riskti. Ama önümüzdeki haftalarda oyunun merkezinde Veli ve Tolgay’dan boşalan yerde Necip’i (ya da başka bir savunmacı karakteri) görevlendirmek zorunlu!
Quaresma ve Mario Gomez için biraz daha beklemeliyiz. Q17’de forvet arkasında takım arkadaşlarına ayak uydurma gayreti gördüm, olumluydu. Mario Gomez de demini alacaktır, bekleyin.